Cumhuriyet Meclisi yeni başkanını seçmek konusunda UBP grubunda bulunan ‘İntikam Tugayı’ ayarı kaçırınca olanlar oldu.

Aklı kesen ile kesmeyenin, Türkçe bilen ile bilmeyenin ve Meclis’e yılda bir iki kez uğrayan ile her hafta oralarda haber kovalayanların “Töre 4 turda seçilemedi. Üstel’in grubuna hakimiyeti tam değil. Kutlu Evren’i de Pazartesi akşamı rezil ettiler… Rezalet, kaos” içerikli yazılarını okumuşsunuzdur ya da okuyacaksınız. O koroya katkı yapacak değilim. Arkadaşlar gereğini yapmış. Olmuş bitmişe de çare yok.

Resmiye Canaltay meselesini bir yana bırakırsak bir süredir olmuyordu ama benim hatırladığım bir vaka var ki, hatırlamak şöyle dursun hafızama kazındı resmen. Herhalde o gün orada olduğum içindir. Çünkü o gün de aynen bugün gibi tam zamanlı gazeteciydim.

Tam tarihi hatırlamam imkansız, ancak 90’lı yılların sonuydu. 25 yıl kesin geçmiştir aradan. İktidarda bir Eroğlu hükümeti vardı. Anlayacağınız disiplin tavan.

Dr. Tansel Doratlı Gazimağusa Milletvekili olarak Meclis Başkanlığı’na aday gösteriliyor. Güvenli modda yazmak adına ilk kez diyemiyorum çünkü emin değilim ama belki de ilk kez UBP’de bir kapalı oylamada disiplinsizlik yaşanmış ve Doratlı seçilememişti. Kaç kez denendi inanın onu da hatırlamıyorum ama neticede o günkü oturumda Doratlı Meclis Başkanlığı’na seçilememiş, büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Biz de şaşkındık. Ne demek UBP aday gösterecek ve kendi grubu ya da hükümet içinden ona oy vermeyenler çıkacaktı.  

Dün gibi hatırlıyorum... Kenan Akın, Demokrat Parti Milletvekili ve Tarım Bakanı idi. Seçimi kaybeden ya da daha doğru bir ifadeyle, ‘seçilemeyen’ Tansel Doratlı’ya herkesin duyacağı ve sevgili Dilek Çeteresi’nin ‘Meclis’ten Notlar’ına girecek kadar yüksek sesle seslenen Kenan Akın, “Merak etme be Tansel, ben seni Mağusa’ya götürürüm” dedi. Herkesin, “Ne demek istedi acaba” diyerek baktığı Akın hemen açıkladı, “001 ile dönecek diye, Lefkoşa’ya İtimat ile geldi” diyerek Tansel Doratlı dahil herkesi kahkahadan kırıp geçirmişti.

Meclis’in sanırım bu kahkahaya ve ılımlı siyasete ihtiyacı var yine.

Bu Meclis; çok yok Sibel Siber’i 46 kabul, 1 ret, 2 çekimser ve 1 geçersiz oyla seçti. Tabii ki şimdiki Başbakan Ünal Üstel’i de Meclis Başkan Yardımcısı olarak aynı oranda oylarla seçti.

Şimdilik atlıyoruz ama UBP Meclis Başkanı’nı seçince hemen akabinde CTP de Meclis Başkan Yardımcısı’nı aynı şartlarda seçecek. O nedenle uzlaşı şart. Bir taraftan, “Bu demokrasi bize fazla” diye düşünüyorum ama diğer taraftan da uzlaşı kültürünün de temelini oluşturacak olan bu enstrümanlar değil mi?

CTP haliyle, iktidarı dizlerinin üzerinde yakalayınca tekmesini basmak isteyecektir ama partisi içerisinden hançerler yiyen birisine, iktidarın partisine dahi muktedir olamadığını kamuoyu ile paylaştıktan sonra, daha sonra defa defa kullanmak üzere, “Biz olmasak Meclis Başkanı’nı bile seçemezdiniz” kartını ele geçirip yardımcı olması lazım diye düşünürüm.  

CTP’nin de Cumhurbaşkanlığı seçimine 9 ay kala bir genel seçim istemediğini ben de biliyorum, onlar da biliyor. Ha Talat, Eroğlu ve Tatar gibi 9 ay başbakan sonra da cumhurbaşkanı olurum düşüncesi varsa, bu desenin UBP’ye yaradığı kadar CTP’ye yaramadığını tarih gösterdi.

Bence herkes söyleyeceğini söyledi. CTP’nin Zorlu Töre sorunu vardı, ortadan kalktı. Kutlu Evren’in seçilmesi için yolun açılmasına muhalefet, ‘koltuk değneği’ gazlarına gelmeden gereğini yapmalı ve işimize bakalım diye düşünürüm. Nasılsa UBP’li birisi Meclis Başkanı olacak. Kutlu Evren olsun... Hiçbir şey olmazsa siyasi gerginlik katsayımız düşer, çok güler, gülümseriz.