Dostlar bir yılı geriye bırakıyoruz. Ömür sınırsızca akıp gidiyor ama yeni yıl yeni bir değerlendirme ve yeni planlar için bir fırsat gibime geliyor. Bu yıl daha çok kitap okumalı, daha çok etkinliğe gitmeyi, sosyal çevreyi genişletmeli, daha çok gezmeli gibi, daha çok sinema, daha çok tiyatro, daha çok canlı performans gibi...
Her ne kadar dünyada kötü şeyler olsa da enseyi karartmamak gerekir. Mutlu Noeller ve iyi yıllar... Noel Baba yani İngilizcesiyle “Father Christmas” da bizim gibi bir Anadolulu olduğu için tam tersine bizim sahip çıkıp (kapitalizmin hediye tuzağına düşmeden) kutlamamız gerekir… Özetle Noel Baba St. Nicholas 245’de doğduğu Patara’da Anadolu’daki “İyiliğin iyisi gizlidir” felsefesiyle insanlara yardım etti. St. Nicholas’ı kapitalizmin adamı yapmak isteyen Coca Cola 1931’de şimdiki Noel Baba tipini reklam amacıyla yarattı. “Noel Baba’nın Hıristiyanların (gerçi kültürün bir parçası olmuştur artık) Christmas kutlamalarıyla doğrudan bir ilişkisi yok” desek yeridir.
Noel Baba’nın evrenselleşmedeki özü, çocukların gizli hediyelerle mutlu edilmesi. “Anadolulu Niko Efendi’nin Noel Baba’ya dönüşmesini, gelişmiş kapitalist ülkelerdeki insana özgü değerlere olan özlem” diye açıklamak çok safça olur. Kapitalizmle özdeşleşen Coca Cola; Noel Baba’ya el attığına göre, kapitalizmin tüketim ekonomisindeki art niyetini düşünmemiz gerekir. Bir başka olgu da Noel Baba’nın Anadoluluğunun gözardı edilmesi… “Emperyalist, kuzeyli, gelişmiş, sanayileşmiş” ya da “batılı” denilen ülkeler, yakın tarihlerine şöyle bir göz atsalar; Noel Baba’nın Antalya Demreli olduğunu ve pek çok önemli şahsiyetin de köklerinin Anadolu’ya, Truva’ya uzandığını görecekler. Dostlar bunun için Noel Baba’ya Anadolu kültürü adına sahip çıkılmalı derim… Hemşehrimiz Noel Baba’yı öteleyerek kendisine çok ayıp ediyoruz inanın.
Bu arada Demre'deki Aziz Nikolaos’un adını taşıyan kilisedeki kazı çalışmalarında, bölgenin tarihine ışık tutacak tarihi bir keşif yapıldı. Kiliseyi güneyden çevreleyen iki katlı yapının alt katındaki sondaj çalışmalarında bir lahit açığa çıkarıldı. Lahit, Orta Çağ döneminde bölgede meydana gelen deprem ve tsunami sonrasında alüvyonlarla kaplanan, eski dönem kilisesine ait zeminin altından çıktı. Kaynaklara göre Myra’da kutsal temenos veya nekropol yakınında bir yere gömüldüğü bilinen Aziz Nikolaos’a ait mezar olabileceği de değerlendiriliyor. 6 Aralık ölüm yıldönümü olan Aziz Nikolaos’un mezarıyla ilgili büyük heyecan yaratan lahit bulgunun toprak altında kalan kısmının kazılarda ortaya çıkarılması ve yapılacak bilimsel çalışmalarla bilgiler daha da netleşecek. Hepinize iyi Noeller dostlar...
***
Geçen gün itvX ya da Netflix'te izleyebileceğiniz süper bir mini dizi izlerim: The Walk in... Mutlaka izlemenizi isterim. Konusu devletin terör listesine alınan National Action adlı faşist örgütün şiddetine karşı gazeteci yazar Matthew Collins'in mücadelesi... Gerçek bir öyküden beyaz perdeye aktarılmış. BAFTA ödüllü Jeff Pope tarafından yazılan, Jo Johnson'un yapımcılığı ve Paul Andrew Williams'ın yönetmenliğini üslendiği 2022 yapımı dizide Matthew Collins rolünde Stephen Graham yer alıyor. Filmin konusu özellikle Brexit sürecindeki artan beyaz İngiliz ırkçılığı ve National Action üyesi çetenin şiddeti akıcı bir dille anlatılıyor. İzleyin seveceksiniz.
***
Gecen haftalarda Açık Gazete'nin 20'nci yılını bir resepsiyonla kutladık. Kurucusu ve editörü olduğum Açık Gazete'nin 20 yılda topluma pek çok katkısı oldu. Açık Gazete yayını olan Londra'da Bizim'Kiler'in 150 yıllık toplum arşivini derleyip toparlaması ve toplumla paylaşması önemli sayılır. Türkçe ve İngilizce kaleme alınan 3 ciltlik külliyat her geçen yok olan yazılı ve görsel belgelerin yanı sıra toplumdaki lokomatif isimlerle yapılan sözsel tarih çalışmalarını da kapsıyor. Açık Gazete ayrıca toplum haberlerini sayfalarına taşıdı, hayata karşı sözü olan amatör yazarlara köşe verdi, daha iyi bir toplum için kurum ve kuruluşları cesurca eleştirdi.
Ağır ekonomik şartlara karşın 20 yıl ayakta kalmayı başaran Açık Gazete'nin resepsiyonuna katılan ve mesaj gönderenlere çok teşekkür ederiz. "Bazı dostlar gelemeseler de nezaket gereği iyi dilek mesajlarını göndermeleri gerekirdi" diyorum. Geceye katılım payı yoktu, üstelik e-posta ya da WhatsApp'tan mesaj göndermek de bedavaydı.