Bu gün Rum saldırılarının başlamasıyla birlikte Kıbrıs sorununun başlamasının 61. Yılı. Milli Mücadele ve Şehitler haftası. 1960’ta Rum-Türk eşit ortaklığında, Türkiye-Yunanistan-İngiltere’nin garantörlüğünde kurulmuş olan Kıbrıs Cumhuriyetine, Türklere AKRİTAS planı gereği yapılan saldırılar ve devletten kovulması sonucunda ENOSİS amaçlı Rumlar tarafından yapılan ilk darbenin de 61.yıl dönümüdür. Rum saldırıları sonucu 103 Türk köyümüzün daha güvenli yerlere göç etmek zorunda kalmasının da 61. Yılıdır. Rum saldırılarında Şehit olan kardeşlerimize Tanrıdan rahmet, Gazilerimize sağlıklar dilerim.

         Nüfus açısından daha avantajlı olmaları sonucu kısa sürede ortak Cumhuriyetin bütün organları saldırganlar tarafından işgal edilmiştir. Türkler ise çok dar bölgelerde büyük zorluklar, müthiş sıkıntılarla yokluklar altında var oluş mücadelesine girmek zorunda kalmıştır.

         4 Mart 1964’te, şimdilerde ne mal oldukları açıkça ortaya çıkmış olan BMGK gadimici beşlisinin çıkarları uyarınca Kıbrıs Cumhuriyeti güya geçici olarak 3 aylık süre için 186 sayılı hukuk dışı siyasi oldu bitti kararla Cumhuriyetin yönetimi darbeci saldırgan Rumlara teslim edilmiştir. Kararla birlikte sözde Barış Gücü! Askerleri de Kıbrıs’a gelmiştir. İşte bu haksız karar sebebiyle ne yazık ki hem Kıbrıs sorununun 61 yıl çözümsüz kalmasına, hem suçlulara darbecilere ceza yerine mükafat verilmesine, hem masumların  cezalanmasına dünya tanık olmuştur. Ve bu yüz karası karar üzerinden ne yazık ki 730 ay geçmiştir. Darbeciler, 1964 Mart ayından bu yana Cumhuriyetin tek sahibi imiş gibi statükoyu sürdürmektedir, ve bu GK beşlisi de hiç utanmadan kararı sürekli uzatmaktadır. BM diğer 190 civarı ülkesi de korkusundan adeta üzerine işemekte olduğundan sessiz kalmayı hatta beşlinin el işaretiyle  kafa sallamayı sürdürmektedir.

         Haksız karar üzerinden 60 sene 10 ay geçmiştir, bu sürede değişen şartlar değişen yönetimler nedeniyle saldırgan Rumların konumu kronikleşmiş bir hale gelmiştir. Üstelik, 15 Temmuz 1974 tarihinde Cumhuriyete dünyanın gözü önünde  Yunan Cuntası-EOKA B terör örgütü birlikteliğinde yapılan esas büyük darbede Kıbrıs Cumhuriyeti iptal edilip yerine Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ilan edilip CB Makarios’un devrilip yerine terörist başı Nikos Sampson getirildiği ve dünyaya ilan edildiği halde bile darbeci Rumların statükosunun devam ettirilmesi, Cumhuriyetin tek egemeni olarak kabul görmesi malum çıkarcı beşlinin ne mal olduğunu, BMGK’nin de itibarının yerlerde süründüğünü gösteren büyük bir olaydır.

         Gerçi bu çıkarcı adaletsiz beşlinin şimdilerde ne mal olduklarını gösteren başka başka büyük olaylar yaşanmakta ve yaratmaktadırlar dünyamızda. ABD, Fransa, İngiltere bu üçünün Orta Doğu’da yaptıkları ve yaptırdıkları ortada. Diğeri Rusya ve Çin, bunlar da farksız. Ve şimdi kalkacak Fransa’nın Güney Kıbrıs elçisi bayan Clelia diyecek ki, çözüm BM parametrelerinde olmalıdır, aksi halde Kıbrıslı Türkler AB üyeliği kazanımlarından mahrum kalacaklar diyor. Sn bayan, Kıbrıs Cumhuriyeti 21 Aralık 1963’te hem 15 Temmuz 1974’teki askeri darbelerle yıkılmıştır, yerinde yeller esmektedir, Güneydeki yönetim Kıbrıs Helen Cumhuriyetidir. BM kayıtlarında sadece Rumlardan oluşan bir Kıbrıs Cumhuriyeti YOKTUR. Aslına bakarsanız, Güneydeki yönetimin hukuk dışıdır BM’de hiçbir kaydı da yoktur, başıboştur, aha o beşlinin hissasıyla kaktırmasıyla adaletsizce yürür.

          Çin’in Güneydeki elçisi bay Yantao da dedi BM parametreleri. Anladık be usta, 2004’te evet dedik daha ne istersiniz, mükafat verdikleriniz HAYIR dedi, Montana’da masayı devirdi kaçtı, geçmiş ola. 186’yı eridi uludu koktu leş appana oldu, çürüdü, iptal edin olsun bitsin. Bu günlerde 1 sene daha uzatacaksınız? Bu ayıbı nasıl taşırsınız 61 senedir, daha taşıyacaksınız? Olacak şey değil.

          Hem suçlu hem güçlü olmaz. GK beşlisinden üçü ABD, Fransa yeni üsler yaparlar Güneye, İngiltere’nin zaten var. Darbeci işgalci komşu önceleri altın pasaport piyasaya sürerdi, şimdi da üs bölgelerini piyasaya sürer. Bu üçlü ile her türlü stratejik ortaklık için işbirliği yapar, büyük tehlikelere girer, açık denizlere heveslendi, yardımlar destekler, silahlar, tatbikatlar, koltuk altına alınmalar, arkasını sıvazlamalar. Huuuuu, eğer Kıbrıs Cumhuriyeti vardır yaşıyor diyorsanız, madem öyle  bilmelisiniz ki Kuzeyde Cumhuriyetin eşit ortağı vardır, VETO  hakkı da vardır, Hristodulidis efendinin bu bonkerliği yapmaya yetkisi elvermez, VETO’ya takılır kalır. Ey BMGK, Uluslararası Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarını hem Anayasasını hem çiğnersiniz hem de çiğnetirsiniz. Bir da hiç utanmadan antlaşma yapmamız için şartlar ileri sürersiniz. Hem anlaşmayı çiğner bozarlar, hem baştan anlaşma yapın birleşin derler. Eeeeee birleşirsek biz sizin gibileri istemeyiz içimizde, bu nasıl olacak? Üstelik Türkiye ve garantisi yokken? Ayrıca girdiğiniz yerlerde ne ot ne da bok bitmezken. Rumlarla birleşip DÜNYAYA BARIŞ GETİREN!!!! emperyallerin boyunduruğuna girmek isteyenler parmak kaldırsın.