Türkiye'den sonra Kıbrıs'a en yakın coğrafya olan, “uzak komşumuz” Suriye'de uzun yıllardır devam eden iç savaş Esad rejiminin düşmesiyle yeni bir aşamaya ulaştı.

Aslına bakılırsa, Suriye'de Esad rejimi uzatmaların da uzatmasıyla nihayet sona erdi. Yıllar önce pek çok Arap ülkesinde iktidar değişimine neden olan Arap Baharı şimdi Suriye'ye de ulaşmış oldu.

Beşar Esad, babası Hafız Esad'tan devraldığı ve Suriye derin devleti sayesinde sürdürdüğü,  Baas ideolojisi olarak tanımlanan ideolojiyle birlikte tarih olmuş görünüyor. Kuşkusuz, Rusya ve İran’ın açık dış desteği, başka bazı güçlerin de örtülü desteği olmasaydı çok daha erken bir zamanda tarih olacaktı.

Gelişmeleri daha iyi anlamak ve neyin tarih olduğunu kavramak için, Esad’ın temsil ettiğini iddia ettiği Baas ideolojisine kısaca değinmekte yarar var:

Baas en temelde, Arap birliğini sağlamak iddiasıyla 1950’li yıllarda ivme kazanmış, bir tür Arap milliyetçi sosyalizmi olarak tanımlanabilir. İdeolojinin temel bileşenleri; Arap milliyetçiliği, pan Arabizm, Arap sosyalizmi, anti Amerikancılık ve anti siyonizm söylemleri idi. Arap dünyasının tek bir devlette birleştirilmesi söylemin nihai amacıydı.

Ne var ki bu söylemlerin ardındaki gerçek, kendi ülke insanını bile gözünü kırpmadan öldürebilen, ceberrut ve acımasız bir diktatörlükten başka bir şey değildi. O kadar ki Esad, özgürlük ve insanca yaşamaktan başka bir amacı olmayan yüzbinlerce Suriyeliye ölümden, milyonlarca Suriyeliye de ancak Türkiye’ye sığınıp canını kurtarmaktan başka bir seçenek bırakmadı.

Şimdi, en azından, Esad’da simgeleşen söylemi başka eylemi başka, gerçekliği bulunmayan Baas ideolojisinin tarih olmasıyla Suriye’de yeni bir dönemin şafağı göründü.

Ancak, yeni dönemin hem Suriye halkına, hem Kıbrıs’ı ve Türkiye’yi de içine alan yakın coğrafyaya, hem de Ortadoğu’ya daha huzurlu ve güzel günler getirmesinin başlangıcında olunduğu da unutulmamalıdır.

Çünkü Ortadoğu, kimin kimin dostu, kimin kimin düşmanı olduğunun çok da belli olmadığı, ittifakların kolay kurulup kolay bozulduğu stratejik bir coğrafyadır.

Esad rejiminin yıkılmasında önemli bir rol oynayan Türkiye'nin, yeni düzenin kurulmasında da bu gerçekten hareketle önemli görevler üstlenebileceği öngörülebilir.