Sahneye çıktığım yıllardı…

Bir yazıya böyle bir cümle ile başlamayı tam manasıyla hak etmeyi ne kadar çok isterdim anlatamam.

Ancak, kısmi de olsa bu ifadeyi kullanabilirim sanırım. Gerçek müzisyen dostlarımı incitmek niyetim olmadan. Anlatayım... Bir zamanlar, bir grup gazeteci, bir müzik stüdyosuna girip biraz gürültü yapalım istedik. Herkes amatör ama herkes gazeteci.  Kimsenin duymasını istemediğimiz müziğimizi ve mesleğimizi anlatması bakımından gruba Off The Record adını verdik. İsim annesi yanlış hatırlamıyorsan İpek Çöl Pınar’dı. İrfan Batu, rahmetli Nazım Beratlı, Burhan Canbaz ve Ben. Sonra Gözde Bekir de aramıza katıldı. Her müzik grubunu birisi keşfeder. Bizim gizli müzik çalışmalarımızı Ayşe Dilek Orhan keşfetti ve Büyükkonuk Belediyesi’nin Eko Günü’nde sahneye çıkarttı. Başkan o dönem Sezai Sezen idi. Grup ilginç geldi ve bir dönem bayağı bir festivalde ve hayır etkinliğinde çaldık söyledik.

Benim en sevdiğim şarkılardan bir tanesi Cem Karaca’nın ‘Yarım Porsiyon Aydınlık’ şarkısıydı.

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı bugün bir basın toplantısı düzenledi. Önemli kodu ile çağrı yapıldı. Kalktık gittik.

“Arıklı Hoca, bizi şaşırtacak bir hareket yapacak, olayı çözecek. Konuya son noktayı koyup kahraman olacak” düşüncesiyle gittim. Hatta Sabah Nazar Erişkin’in programında, “Arıklı bizi şaşırtacak bir hamle yapacak göreceksiniz” diye de hava attım.

 Evet YDP’den birilerinin benzin döküp kendisini yakmasını beklemiyordum ama hükümetten çekilme, “CTP güvensizlik önergesi versin, biz de olumlu oy veririz”, “Arabulucu olalım. Üstel ile Erhürman arasını bulacağız”, “60 gün içinde erken seçim”, ‘Sine-i Millet’ gibi, ya da siyasi yaratıcılığını ile ünlü Erhan Arıklı’nın daha ‘wow’ efekti yaratacak bir çıkış bekledik ama gelmedi.

Gele gele, “CTP’li 19 vekil vekillikten istifa ederse, ben de istif ederim, Bakanlığımı istifa etmeyecek olan Talip Atalay’a bırakırım” ya da “CTP Ziya Öztürkler’i Meclis Başkanı olarak kabul ettikten sonra, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ve 2026 bütçesi geçtikten sonra bir erken seçim tarihi belirlesin”

Kusura bakmasın ama hayal kırıklığına uğradım.

Yanımda oturan Pembe Paşaoğulları’nın kulağına, benimle aynı şeyleri duyup duymadığını ve bundan bir şey anlayıp alamadığını sordum. Onun yüzü de benimki kadar boş bakıyordu.

Bu yazıyı CTP yanıtı gelmeden, ya da gelen bir şey varsa da okumadan yazdığımı hemen buraya not edip devam edeyim.

Özellikle istifa konusu çok ilgimi çekti. “Milletvekilliğinden istifa ederim” dediğinde, ben YDP’nin iki vekilinin istifa edeceğini anladım ne yalan söyleyeyim. Yeniden Doğuş Partisi de Sine-i Millet’e gidecek diye beynimden haber yazmaya başlamıştım bile. Diğer taraftan kafamda 29 vekil destekli hükümetten iki YDP’li çekilirse aritmetik olarak hükümet yoluna devam ettiğinden Arıklı’nın bundan ne amaçladığını düşünmeye başladım. Derken bir soru üzerine, şartlı istifanın sadece kendisinden ibaret olduğunu ve Talip Atalay’ın vekil olarak görevine devam edeceğini anladık.

Bu da bizi bugünkü yazımızın başlığına getiriyor.

Arıklı ve YDP kurmaylarının basının karşısına, devlet yönetimine el koyan Albaylar Cuntası gibi dizilerek verdikleri basın toplantısından çıkan başlık, çıka çıka ‘Yarım Porsiyon Sine-i Millet’ olur.