Dostlar, Kuzey Kıbrıs'ta mahkeme bir ilki gerçekleştirerek Ramadan Güney'in ölüm nedeninin yeniden araştırılmasına karar verdi. Kıbrıs kökenli işadamı Ramadan Güney Londra'daki ilk toplum üyelerindendi ve pek çok ilki gerçekleştirmişti. Güney'i Londra'da Bizim'Kiler kitabımda toplumdaki lokomotif 100 isim arasında anlatmıştım.

Ramadan Güney yatırımları olduğu Kuzey Kıbrıs'ta 2 Kasım 2006 vefat etmiş ve naaşı Londra’da sahibi olduğu Brookwood Mezarlığı’na getirilmişti. Ramadan Güney’in cesedi çocuklarının isteği üzerine otopsi yapılmış ve kanında 222mg ethanol (saf alkol) saptanmıştı. Çocukları babalarının alkol kullanmadığını belirterek bir fili bile anında öldürebilecek ethanol ile babalarının cinayete kurban gittiğini iddia ederek hukuk mücadelesi başlatmışlardı.

Ramadan GuneyRamadan Güney (Fotoğraf: Faruk Eskioğlu / Londra)

Babasının yerine İngiltere Türk İslam Vakfı başkanı olan Erkin Güney pek çok alanda mücadele vermeye başladı. Ramadan Güney, Avrupa’nın en büyüğü sayılan Brookwood Mezarlığını 1985’de satın almış, 2006’da vefat etmesine rağmen çocukları ile eski sevgilisi arasındaki miras tartışması ve hukuki kısıtlamalar nedeniyle defnedilememişti. Royal Courts of Justice’de görülen dava 2012’de sonuçlanmış ve Türk Mezarlığı ve şehitliğini de barındıran Brookwood Mezarlığı’nın yönetimi varislerden eski sevgili Diana Holiday’e verilmişti. Bu kararın İngiltere adaletine gölge düşürdüğüne inanıyorum. Ramadan Güney'in ölümünden hemen sonra sahte çekler ortaya çıkmış ve sahtekarlar Erkin Güney'in kapısına dayanmıştı. Oğul Güney, Kuzey Kıbrıs mahkemelerinde çeklerin sahte olduğunu kanıtlamayı başardı.

Bütün tehditlere rağmen Erkin Güney babasının katillerini bulmak için iki yıl önce Kuzey KKıbrıs'ta uzun soluklu bir hukuk mücadelesi başlattı. Mahkeme 13 Eylül günkü son duruşmasında geçmişte görülen davada eksiklikler olduğunu, Ramadan Güney'in öldürülme şüphesi bulunduğunu vurgulayarak KKTC tarihinde bir ilke imza atarak davanın yeniden görülmesini kararlaştırdı. Bu başarıda başta Erkin Güney ve ailesi ailesi ile avukatı Yusuf Ergüçlü ve kadim arkadaşı Halil Erdenizci'nin payı var. Lefkoşa'da görülen davanın geçen yıl ki bir kaç oturumunu bizzat izlemiştim. Bu ekibi Londra'dan kutluyorum. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu var.

Avukat Ergüçlü, iki yıldır hukuk mücadelesi sonucunda mahkemenin kararını, "çok cesur ve yerinde" diye yorumlayarak, "Mahkeme bu ölümün şüpheli olduğuna ilişkin çok ciddi bulgular olduğu sonucuna varıp yeniden araştırılması için dosyanın tekrar polis teşkilatına gönderilmesine karar verdi. Polis bunu bir cinayet dosyası olarak araştıracak. Yeniden görülecek dava sonrasında suçluların hak ettikleri cezaları almasını umuyorum. Mahkeme hiç bir suçun gizli kalamayacağını gösterdi" diyor.

Peki Ramadan Güney'i kim öldürmek isteyebilir? Güney'in ölümünden sonra ortaya çıkan sahte çeklerle olası cinayet nedenini açıklamak yetersiz sanırım. İşadamının son olarak Kuzey Kıbrıs'a marina kurmak için gittiği biliniyor. Biz Sedat Peker'in itiraflarından marinalara uyuşturucu trafiğindeki mafyanın çöktüğünü öğrendik. Çok yönlü yapılacak araştırmada bu nokta da mercek altına alınmalı. O yıllardaki Kuzey Kıbrıs'ta kurtlar sofrasındakiler ve Güney'in ölümünden sonra yapılan marinalar ile palazlanan kumarhaneler de araştırılmalı. Olası cinayetin, olası zanlılarına bu sorular kesinlikle sorulmalı. Avrupa'nın ikinci büyüğü sayılan İngiltere'deki "Brookwood Mezarlığı’nın da garip bir şekilde el değiştirme olayı ile olası zanlıların Güney'in mezarlık mirasına konan sevgilisiyle ilişkisi de ayrıntılı bir biçimde sorgulanmalı" tabii. Bir de Erkin Güney'i davanın peşini bırakması için sürekli tehdit edenler ortaya çıkarılmalı.

Dostlar Londra'daki yeni kuşak toplum belki tanımaz deyü Ramadan Güney'i kısaca size tanıtmak istiyorum. 1958'de sürgün edildiği Londra’daki Türk toplumunda konser vermekten plakçılığa pek çok ilki yapan Güney, ilk milyonunu 35 yaşında yaptığını söylemişti. Kıbrıs davasını hiçbir zaman unutmadı. Yurtdışındaki en eski Türk derneklerinden Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin aktif üyesi olarak çalıştı. İngiltere’de 1980’lerde Kıbrıslı Türkler’in belediye meclis üyeliğine girerek siyasete atıldığı görülür. İlk Türk Belediye Meclis üyesi olan Ramadan Güney, Hackney’den seçilerek siyasete atkif olarak ilk giren Türk ünvanını da almıştı. 1975’de Kıbrıslı Şeyh Nazım’a yardım ederek Londra Türk İslam Cemiyeti’ni kurdu. 1977’de ‘Shacklewell Lane E8’deki sinagogun alınmasına öncülük etti ve Şeyh Nazım Camisi adıyla hizmete açtı. İngiltere Türk İslam Vakfı’na ait olan caminin borçları için toplumu seferber etmeyi başardı. Ramadan Güney, Kıbrıs kökenli Alpaslan Türkeş ile de dosttu.

Toplumda bir ilki gerçekleştirerek cenaze lavazımcılığı işine de giren işadamı, 1981de Türk şehitliğinin de bulunduğu Brookwood Mezarlığı’nı satın aldı. Güney bir süre sonra mezarlığın tapusunda 81 yol, onlarca kamu binası olduğunu ve Senior of Surrey ünvanını taşıdığını öğrenerek İngiltere’nin en zenginleri arasına girdi. 1992’de mahkemede Kıbrıslı işadamı Asil Nadir için 1 milyon Sterlin’e ile kefil olduğu ve kefaletten vazgeçtiği için İngiliz basınında adından sıkca söz ettirdi. Güney son günlerinde Güney İşletmeleri şirketiyle KKTC’de lüks villalar yapıp satıyor ve Kuzey Kıbrıs'ta marina kurmayı planlıyordu.