3 yıl 4 aylık çiçeği burnunda 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş antlaşmalarının daha mürekkebi kurumadan Cumhurbaşkanı Makarios’un,  Antlaşmanın ENOSİS’e sıçrama tahtası olduğunu Rum halkına duyurması boşuna değildi. O yüzden, her ihtimale karşı 22 Tabur Milis gücünü kurdu, buna paralel de AKRİTAS adlı Türkleri imha için saldırı planı hazırlandı. 3 yılın sonunda öncelikle Türkler lehindeki 13 Anayasa Maddesinin değiştirilmesi girişimiyle işe başladı. Garantör Türkiye’ye gitti teklifi kabul edilmedi, ardından Cumhuriyetin ortağı Kıbrıs Türk Liderliğine yaptığı teklif de reddedildi. Kasım 1963’te.

         3 hafta içinde  AKRİTAS Planı gereğince saldırı hazırlıklarını tamamladı ve 21 Aralık 1963 ‘te Kanlı Noel diye tarihe geçen ilk saldırıları Lefkoşa’da başlattı. Kısa sürede bu saldırıların tüm adaya yayılmasıyla Türkler savunmaya hazırlıksız yakalandı. Rum çapulcular Cumhuriyetin bütün organlarını ele geçirdiler, limanlar yollar vs işgal edildi. Türklerin seyahati durduruldu, Devlet dairelerinden kovuldu, Milletvekilleri Güneyde Meclise daha ilk günde sokulmadı, giriş merdivenlerinden Meclis Başkanı olan G. Kliridis tarafından ‘Hade mahallenize gidiniz’ diyerek gönderildiler. Makarios, Muavini Dr. Küçük’e hayatını garanti edemem sen de evine dedi, zaten ofisi darmadağın edilmişti, kırılıp dökülmüştü.

         Rum saldırıları sonucu Cumhuriyete yapılan birinci darbeden 11 yıl sonra 15 Temmuz 1974’te Türk halkının çöktüğü ve ENOSİS zamanının geldiği hesabıyla Yunan Cuntası ve EOKA B işbirliğinde Cumhuriyete ikinci ve büyük darbe yapılmıştır. CB sarayı tanklarla toplarla havanlarla ağır silahlarla darmaduman edilmiştir. Makarios kaçarak kurtulmuş, ancak darbeciler öldürüldüğünü ve yerine terörist başı tetikçi Nikos Sampson’un atandığını duyurmuşlardı. Kıbrıs Cumhuriyeti dağıtılıp yerine ‘Kıbrıs Helen Cumhuriyetinin’ kurulduğu da TV ekranlarından dünyaya duyurulmuştu.

         Makarios, İngilizler tarafından adadan kaçırılmış ve BMGK’ne götürülmüştü. Makarios burada, ‘Yunanistan ülkemi askeri darbeyle işgal etmiştir, acilen müdahale ediniz, Türkler de büyük tehlikededir’ demiş, garantör Türkiye ve İngiltere’ye de müdahale etme çağrısı yapmıştı.

         Mart 1964’te BMGK aldığı 186 sayılı kararla adaya Barış Gücü!!! Gönderildi, 3 aylığına da Cumhuriyet Rum darbeci saldırganların yönetimine egemenliğine verildi. İşte bu hukuk dışı karar, yıllarca Rumların çözümden kaçmasına sebep oldu ve çözümsüzlük sürdüğü sürece de Rumların Cumhuriyeti işgali için 186 kararı habire uzatıldı, 729 aya ulaştı. O gün bu gündür ortaklık Cumhuriyeti, 3 aylık diye alınan hukuksuz karar sonucu Rum işgalinde devam ediyor. Ve bu Rumlar hem Yunanistan hiç sıkılmaz mı yaptıklarından, hem hiç düşünmeden söylediklerinden?

        İşte görüldüğü gibi 1963-74 yıllarında Rum-Yunan işbirliğinde ENOSİS amaçlı yapılan her türlü saldırılar açıkça ortadayken, Cumhuriyete 2 defa darbe yaptıkları aşikarken, bütün hadiselerin sorumluları oldukları dünyaca bilinirken hala güya dünyaya ayar veren malum çevrelerce desteklenmeleri diğer yandan masum ve mağdur Cumhuriyetin ortağı Kıbrıs Türk halkının haklarının işgal altında tutulması ve buna cevaz verilmesi asla kabul edilemez.

          O yüzden, haklarımızı işgal eden ve ettirenlerden hesap sormalıyız, Uluslararası Hukuk nezdinde girişim başlatmamız kaçınılmazdır, görelim bakalım O böyyyük Uluslararası Hukuk bu gerçeklere ne diyecek? Onun da boyası çıksın bir daha ortaya. Da, dünya alem görsün DARBECİ Rumların sahte işgal suçlamaları mı gerçek, yoksa bizim suçlamalarımız mı gerçek? Hem barıştan çözümden kimdir kaçan ve kaçırtan.  HODRİ  MEYDAN.

          O çirkin pankart spor müsabakasında asılmadan önce iğneyi kendilerine çuvaldızı başkalarına batırsalardı bari. 186 çok uzatıldı, neyse ki pamuk ipliğine bağlıdır. Kısaca yazdım ama hepsi gerçek, mesele masaya yatırılsın, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, Adalet yerini bulsun, zira 61 yıldır terazisi bozuktur.