Diğer yandan 11 yılda saldırmadık Türk bölgesi bırakmayan, Türkleri 103 köyden göç ettirerek ablukada tutan, Türk ortağı Cumhuriyetten kovan,
Evvela baştan 1960’ta kurulan ve Türklerle Rumların eşit kurucu ortak olarak Antlaşmada imzaları bulunan Kıbrıs Cumhuriyetinin Aralık 1963’ten beri Rumlar tarafından yıkılmış olduğunu belirtelim. Sayıca üstün olan Rumlar silah zoruyla Türk ortağı devletten kovarak Cumhuriyetin bütün organlarını ele geçirdi. 11 Yıl tek taraflı Rumların yönettiği idare elbette Kıbrıs Cumhuriyeti olamazdı, her ne kadar da 4 Mart 1964’te BMGK’nin 186 sayılı hukuk dışı oldubitti siyasi kararla güya Cumhuriyetin yönetimi 3 aylığına geçici olarak saldırgan darbeci işgalcilere haksızca verilmiş olsa dahi bunun Kıbrıs Cumhuriyeti olmadığı açıkça ortadadır. Türklerin içinde yer almadığı bir Cumhuriyet Kıbrıs Cumhuriyeti olamaz. Bu Cumhuriyete yapılan birinci darbeydi. 11 yıl sonra ise 15 Temmuz 1974’te EOKA B tedhiş örgütüyle Yunan Cuntası işbirliğinde yapılan ikinci büyük darbede sadece adı kalan Cumhuriyetin adı da değiştirildi ve Kıbrıs Helen Cumhuriyeti olarak dünyaya ilan da edildi. Böylelikle Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyeti tarihe karışmış oldu.
AB olarak darbeci Rum yönetimini güya Kıbrıs Cumhuriyeti! diye üyeliğe almakla darbecilerin yaptıklarına ortak oldunuz. Cumhuriyetin yıkıldığını onaylamış oldunuz, arka çıktınız, Yunanistan’ın şantajlarına boyun eğerek. Türk ortağı yok saydınız. Referandum sırasında tehditlerle vaatleriniz havada uçtu. Referandumda EVET diyen tarafa mükafat, HAYIR diyen taraf cezalandırılacak dediniz, bol keseden avrolar hava uçtu. Birinci kalem, siz kim oluyorsunuz veya sizin gibi olan diğerleri da gerek Rum olsun gerek Türk, bir halkın iradesini tehditlerle veya vaatlerle kendi istekleriniz doğrultusunda hareket etmesini mecbur edersiniz?
Ne oldu Referandumda, Rumlar yüzde 76 ezici çoğunlukla HAYIR dedi, Türkler de yüzde 65 oyla EVET dediler. Sonuç, bir hafta sonra Rumlar sözde Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AB’ne alındı, Türklere haksız cezalara yenileri eklendi. İşte AB’nin A D A L E T İ , İNANDIRICILIĞI HEM GÜVENİ ! Darbeci-işgalci eski Rum ortak imzaladı diye Kıbrıs AB toprağı mı oldu? AB, Türklerin Cumhuriyet ortaklığına hem malına mülküne el mi koydu o imzayla? Cumhuriyette Türklerin VETO hakkı olduğunu unutmayın, şimdi Vetosu geçmez diyorsanız işte o zaman da size O Kıbrıs Cumhuriyeti değildir, olamaz derler bayan.
Bölünmeye yer yok derken 2004’te aklınız neredeydi, o zaman da bölünmüş haldeydi, ve siz sorunlu bir ülkeyi AB ilkelerini çiğneyerek hem yaşıyor dediğiniz Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarını hem Anayasasını da çiğneyerek üyeliğe aldınız. Oldubittilere bir oldubitti daha eklediniz ki tuzu biberi oldu, darbecilere mükafat üstüne mükafat vermekle koruyup kollamakla, arkalarını sıvazlamakla çözümden kaçmalarına sebep oldunuz, çözüme de engel oldunuz. Böylelikle, işledikleri büyük suçların da örtülmesine çanak tuttunuz. Bakınız, bütün yaptıklarını inkar ediyorlar, siz de öyle. Kıbrıs sorunu 21 Aralık 1963’te başladı bayan 1964’te de BM sözde Barış Gücü geldi adaya. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs sorunu bitirdi, eksik olan antlaşmadır. Antlaşmaya da engel olan, darbecilerin AB’ye alınmasıdır. Türklerin ortaklığını Rumlar işgal etti onayladınız, AB’de Rumlardan devraldı mantığınız bu şekildedir.
Şimdi AB baskı yapar, Federasyon Kıbrıs yeniden birleşmeli, bütünleşmeli birlikte yaşamalı falan. Yahu siz, bizim ülkemizde kiminle nasıl yaşayacağımıza da mı karışır kumanda kesersiniz, irademize de karışırsınız, hem de yok sayarak? İşte bu tutumunuz bayan, şimdi ayrıyız pek de bize hükmünüz geçmez, da Rumlara yamalanıp birleşirsek eğer 32 dişinizi işte asıl o zaman bize göstereceksiniz. Bu birleşmede adımız bile geçmeyecek, ondan ora savrulacağız, zira bu güne kadar bize karşı tutumunuz bunu gösteriyor. Rum yönetimi, bizim vasimiz değildir. Önce siz, Kıbrıs’ta neler oldu neler yaşandı iyice bir öğrenin bayan Metsola, meseleye sonundan değil başından bakınız. Mesele Avrupai şekilde değil Kıbrıs’ın gerçekleriyle çözülmesi gerekir, kararı da biz veririz başkaları değil.
‘ Kıbrıs’ın işgalinin 50’nci yılı’ değil, kurtuluşunun 50’nci yılıdır bayan. Avrupa’nın meselesi değil, Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları’nın ve Anavatanlarının meselesidir. Kurtuluş gününe trajik yıldönümü demekle, darbelere ve özellikle Kıbrıs Cumhuriyetine yapılan kanlı darbe ve istilaya destek verdiğiniz açıkça görülüyor bayan. Kalsın mıydı Cumhuriyet darbecilerin elinde, katledilsindi Türklerle Rum AKEL ve CB Makarios yanlıları?? Otursun muydu bir numaralı çeteci terörist eli kanlı anarşist darbeci Nikos Sampson Cumhurbaşkanı Makarios’un koltuğunda? Kalsın mıydı yıktıkları Kıbrıs Cumhuriyetinin yerine ilan ettikleri ‘ KIBRIS HELEN CUMHURİYETİ ‘????? Kıbrıs sorunu AB sorunudur derken sorunu katladınız kördüğüm attınız. Rahatsız mısınız 50 yıllık asayişten, barut kokusu mu arzunuz? Gazze’nin bu duruma gelmesinde destekleriniz bu yüzden midir ?
20 Temmuz 1974 trajik yıldönümü değildir. Bu gün yoldan belden tarlasından davarının başından kaçırılan, Barış Gücü! refakatinde Hastaneye götürülürken barikatlarda kaçırılan, işine gücüne giderken yolda kaçırılan ve canlı olarak kör kuyulara atılarak üzerlerine kireç dökülüp hunharca katledilen masum sivil insanların, sözde Barış Gücüne güvenerek silahlarını teslim edip teslim olan ancak Rum çapulcular tarafından kurşuna dizilerek katledilen 84 Taşkent Mücahit’inin, Atlılar-Sandallar-Muratağa köyleri halkının elleri tellerle bağlanan tüm kadın çocuk ve yaşlıların 16 günlük bebelerin canlı canlı topluca çukurlara atılarak vahşice katledilenlerin, ve daha bir çok köy ve kasabada katledilen, kaçırılıp kaybedilen masum Türklerin, yıllarca saldırılara uğrayan baskı korku endişe ve zulüm altında tutulan Türklerin kurtuluş ve özgürlük günü, Şehitlerimizin kayıplarımızın da huzur bulacağı günüdür 20 Temmuz.
Diğer yandan 11 yılda saldırmadık Türk bölgesi bırakmayan, Türkleri 103 köyden göç ettirerek ablukada tutan, Türk ortağı Cumhuriyetten kovan, her gece devletin Polis karakollarını bombalayan çetecilerin, adayı ENOSİS hayaliyle kana bulayan, Kıbrıs Cumhuriyetine iki kez darbe yaparak yıkan güruha dersini ve haddini bildiren, adaya 50 yıldır Barışı sükunu getiren, BM’nin yapması gerekeni ancak yapamadığını yapmak istemediğini yapan, Barış için meşru bir müdahaledir 20 Temmuz 1974. Trajik dediğiniz olaylar, 1974 sırasında ve öncesi 11 yılda masum Türk Halkına Rum çapulcuların Yunan Cuntasıyla birlikte yaptıklarıdır ancak. Dersinize iyi çalışınız, zira sınıfta kaldınız AP Başkanı sayın bayan.