Kıbrıslı toplum geçen hafta büyük bir heyelan daha yaşadı. Londra'daki nüfusu 500 bine dayanan toplumda yarım asırdır fotoğrafçılık
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs dışında yaşıyorsanız azınlık toplum tarihinizin görsel arşivcileri fotoğrafçı ve gazetecilerdir… Köklerinizin olduğu ülke binbir dertle uğraştığından sıranın size, üstelik arşivinize gelmesi mucize sayılır. İçinde yaşadığınız ülke ise en son sizi umursayacaktır. Eh o halde geriye toplumdaki kurum ve kuruluşlar ile üyelerinin kendi göbeğini kendi kesmesine kalıyor... Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın konsolos ya da temsilcileri her geçen gün heyelana uğrayan toplum arşivini derlemek ya da sözlü tarih çalışmasına ön ayak olmak gibi bir görevi şimdiye kadar akıl edebildiklerini söylemeyiz. Toplum içinde faaliyet gösteren (Yunus Emre gibi) bazı resmi kuruluşlar ve bağımsız derneklere görev düşüyor. Londra özelini konuşursak bu ana kadar kendisine toplum arşivini misyon edecek bir babayiğite henüz rastlanmadı. Kişisel arşivlerin değerlenmesinde de fotoğrafçılar ve gazetecilerin kıymeti bilinmediği için onların yıllarca biriktirdiği ya da ürettiklerinin göz göre yok olduğunu söyleyebiliriz.
Kıbrıslı toplum geçen hafta büyük bir heyelan daha yaşadı. Londra'daki nüfusu 500 bine dayanan toplumda yarım asırdır fotoğrafçılık yapan Özden Ediz, 12 Ağustos'ta yaşamını yitirdi ve 23 Agustos Cuma günü de Shacklewell Lane'de Ramadan Camisinde kılınacak namazın ardından Chigwell Cemetery mezarlığına defnedildi.
Kıbrıs kökenli Ediz yalnız, sakin ve mütevazi bir yaşam sürdü. Boynundan hiç çıkarmadığı fotoğraf makinesi ve simsiyaha boyalı saçlarıyla iyi bir görsel belgeselci olarak arşivini öksüz bırakarak göçtü. "Öksüz" diyorum çünkü alt yazısı olmayan tarihi fotoğrafların bir değeri yoktur artık. "Özden Edizi’n ne Kuzey Kıbrıs farkındaydı ne de Londra'daki Kıbrıslı toplum" diyebiliriz. Umarım Özden Ediz'in (varsa) mirasçıları o fotoğrafların kıymetini bilir. Özden Ediz, kendisiyle yaptığım bir söyleşide 1970’te geldiği Londra’da fotoğraf ve bilgisayar eğitimi aldığını söylemişti. Türkiye ve Kıbrıs'tan İngiltere'ye 150 yıllık göç serüvenini anlattığım Londra'da Bizim'Kiler kitabını hazırlarken 1970'lerde toplum ve işyerlerine ilişkin fotoğraflarını telif karşılığında kullanmama izin vermişti. Telifi ise para yerine siyah beyaz film negatiflerini tarayacak makineydi.
Yıllar öncesinde başkonsolosluk ve temsilcilik yetkilileri ile İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başbanına, Özden Ediz ve Salih Adalıer'in fotoğraflarının gün yüzüne çıkması için kendi adlarına kitap yapılması ve sergi açılmasına önayak olunmasını önermiştim. Böylece hem toplum arşivi yaratılacak hem de bu iki değerli isim yaşarken onurlandırılmış olacaktı. Vizyonsuz yöneticiler dinleyip "Aaa ne iyi olur" deyip geçiştirdiler.
Londra’da geçen hafta yaşamını yitiren fotoğrafçı Özden Ediz (Fotoğraf: Faruk Eskioğlu)
Londra’daki Kıbrıslı Türk işçiler 1960’lar. (Londra’daki Bizi’Kiler kitabından)