Türkiye Cumhuriyetimizin 101. Yılı Kutlu olsun, birlikte nice yüz yıllara.

                  Meclisimizin sayın Vekilleri 100 günlük tatilden yorgun argın gelir gelmez dinlenmek için henüz soluk bile almadan yoğun ve tartışmalı bir şekilde bir taraf Meclis Başkanını seçmeye diğer taraf ise seçtirmemeye büyük çaba harcarken, büyük ihtimalle koalisyonun büyük ortağı UBP’den olsa gerek kendilerini mağdur addedip küskün olan bazı Vekiller, Parti disiplinine ters düşmek pahasına   Başkan seçilmesine  takoz koyanların saflarına hoplamaları sonucu ayrı ayrı turlarla birkaç adaydan herhangi  biri  üzerinde uzlaşı sağlanamaması dolayısıyla Başkan seçilememesine sebep olmuşlardır. Halbuki tek aday olduğu için ve mutlak surette Başkanın UBP’den seçilmesi gerektiği gerçeği ortadayken UBP’nin gösterdiği aday için seçim yapmak bana göre gereksiz olması lazım.

         Sonuçta en sonuncu turda üç çifte mühür olayı seçime damgasını vurdu. Geçerli mi geçersiz mi? Geçerli ise seçime katılan üçüncü aday kazanmış demektir. İşte burada iki evet mührü bir hayır mührü  eder mi? Bence etmez, iki hayır mührü da bir evet etmez dolayısıyla. Şimdi olan nedir, kuyuya atılan taş gibidir o çift mührü basanların yaptığı. İşte bu taşın kavgası bütün ülkeyi gerdi, yapacak başka işlerimiz yokmuş gibi. Şunu da aktarmak zorundayım. Yani Rumlar hem dış güçler ve de içimizdeki malum çevreler yıllardır bize ‘ SAHTE ‘! derler, bu sürtüşmeler, yaratılmak istenen kaoslar, eylemler vs. yani şimdi biz da bunu ispata mı çalışırız? Ülkeye bakılırsa, halka bakılırsa kazanan, Meclise Başkan seçilemesin diye canını dişine katanlar, RET oyu verenlerdir, CTP’ dir. Niçin mi, ülke yangın yerine döndü da ondan, daha ne olsun.