İki öğretmen sendikamızın, okulların açılmasının bir hafta ertelenmesini protesto etmek amacıyla eylem yapmalarına inanan var mı, yahut kaç kişi inanır? Eylemlerin, yeni Cumhurbaşkanlığı inşaatı ve Türkiye Büyük Elçiliği önünde yapılması ne alaka? Sonuçta tatil bir hafta daha uzadı, geçen yazıda belirtmiştik, Meclisin de okulların da tatili yıl sonuna kadar uzatılsa mesele yok. Sayın Reşat Akar da makalesinde esprili şekilde meseleyi çok güzel ifade etmiştir. Okulların açık olduğu zamanlarda da gördük sendikaların bir pireye yorganı da şilteyi de karyolayı da nasıl yakıp grevlere eylemlere gittiklerini. Bu eylem onların üzerini örtmeye kafi gelmez.
Haaaa, buna fırsat yaratan Hükümetin de hakkını yememek lazım, onlar da buna çanak tuttular sanki neler olacağını bilmiyorlarmış gibi. Hükümet adeta kaşındı, olan da öğrencilere velilere oldu. Neredeyse sendikalar ilk defa haklı bir eylem yaptı da pek de inandırıcı gibi gelmedi, malum geçmiş unutulmaz. Yani ülkede her gün şu veya bu nedenle kaos eksik olmasın diye ne gerekirse yapılır. Eeeee, bununla beslenen muhalefet neden geri dursun ki? Konuyla hiç ilgili olmasa da, yeni Cumhurbaşkanlığı ve TC Elçiliği de bir şekilde meseleye hedef tahtası edilirse, ballı börek olur. Da eylemlerin, ertelemeden dolayı yapıldığına kaç kişi inanır? Zaten, daha önce sendikalar açıklamıştı okulları açmayacaklar diye, erteleme sanki can simidi gibi oldu, cuk diye oturdu.
Rumların sözde BM temsilcisi bayan Maria, Türkiye’yi BM Genel Sekreteri bay Guterres’e şikayet etmiş. Kıbrıs’ta askeri ihlaller yaparmış, tatbikatlar yaparmış, efendim oldubittiler yaratmak istermiş hem müzakerelerin başlaması çabalarını sabote edermiş. Vay vay vay, sütten çıkmış ak kaşık misali üzerindekileri başkasını üstüne atmaya çalışır. Sanki kırdılar çekirdeği da içinden çıktılar, masum, tertemiz, pirüpak. Suçsuz günahsız ve de mağdur ayaklarında.
Yahu bunlar alışmış Cumhuriyetin yalancı sahipliğine, halbuki ne darbeler, ne katliamlar ne vahşetler yaptılar adada ENOSİS için? Cumhurbaşkanları hem de Başpiskoposları hem de EOKA tedhiş örgütünün başı Makarios efendiye bile tanklarla toplarla havanlarla saldıranlar, solcu Rumları da buldukları yerde temizleyenler, Cumhurbaşkanını da öldürdük diyenler, Türklere de yapmadıklarını bırakmayanlar, BM çözüm planlarını da reddedenler, Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini işgal edenler, Antlaşmalarını da Anayasasını da iki taş koyup içine edenler olarak ne utanırlar ne sıkılırlar. Ama en az onlar kadar utanmaz reziller vardır BMGK beşlileri. İşte bunların başta ABD’nin kucağında kanatlarının altında tutarlar bu bebe katillerini maalesef, da yaptıklarının unutulduğunu sanıp sağa sola ahkam keserler, yağ gibi da üste çıkarlar. İçimizden bile bir çoğunu kendilerine çeldiler ne yazık ki.