Bu ortamlarda Kıbrıs sorunu yazmayı pek sevmem. Ortam gergin, herkesin gönlünde yatan aslan birbirinden farklı, o nedenle
Bu ortamlarda Kıbrıs sorunu yazmayı pek sevmem. Ortam gergin, herkesin gönlünde yatan aslan birbirinden farklı, o nedenle düşüncelerimi söylemek konusunda da kendimi hep frenlerim.
Rumların Clark Kent kılıklı Dışişleri Bakanı Kombos, içindekileri kuzeye doğru salladı.
Misal ilk pasaport tehdidi gelmiş oldu diyebiliriz. ‘Kent’, pardon Kombos, “İki devletli çözüm siyaseti ile Kıbrıs Türkler Avrupa Birliği’nden dışlanacaklar”, bir başka ifadeyle; “Bu iki devletli çözüm siyasetine prim verirseniz o pasaportçukları da unutun” diyor efendi. Sanki Kıbrıs Cumhuriyeti’nde sadece kendi hakkı varmış gibi.
Sanki ki devletli çözüm modelinin doğmasına kendisi neden olmamış gibi. Kıbrıslı Türklerin benimsediği, hatta onların masaya getirdiği federal çözüm modelinin çökmesine, tükenmesine defalarca neden olan onlar değilmiş gibi.
Okudukça sinirleniyorum...
Evet iki devletli çözüme ulaşılmasının son derece zor, hatta mevcut jenerasyon içerisinde mümkün olmadığını bildiğim halde; Kombos, Hristostulides’in ve onun gibi düşünenlerin BM Parametreleri diyerek defalarca reddettikleri federal çözümü önümüze sürmelerini gördükçe dalga geçildiğim hissine kapılıyorum.
Annan Planı’na evet dedim, Mont Pelerin dağını tırmandım, Cenevre’de 50 Euro’ya hamburger yemek zorunda kaldım. Heyecanlandım, ümitlendim... Her defasında hayal kırıklığına uğradım, uğratıldım.
Beni hayal kırıklığına uğratan ne Türkiye oldu ne de kendi insanım. Şimdi bana ‘pasaportçuk’ diyerek aba altından sopa gösteren Kombos gibiler oldu. Federal çözüm diye diye Annan Planı’na ‘Hayır’ diyen AKEL ve Hristofyas oldu. Annan Planı’na evet dedikten sonra cumhurbaşkanı seçilen ve akabinde masa tekmelemekten ayakkabıları parçalanan Anastasiades’ten bahsetmeme gerek yok sanırım.
Şimdi Kombos ve arkadaşlarının, gerek turizm, gerek inşaat sektörü üzerinden nefes borularımızı keserken, öte yandan dünyaya; “Biz BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, AB hukuku içinde ve kuzeyde yaşayan zavallı yurttaşlarımızı düşünerek hareket ediyoruz ve onları uyarıyoruz” diyerek siyaset yapmasından artık bıktım.
Kombos bizi AB vatandaşlığı ile, iş adamlarımızı tutuklama ile, turistlerimizi kaçırmak ile tehdit edecek, sonra da dünyaya şirin görünecek.
Çözümünü isteyenlerin cezalandırıldığı, istemeyenlerin ise defa defa ödüllendirildiği uluslararası soruna ne denir diye soran olursa yanıt; Kıbrıs sorunudur.
Federal çözüm de istesek, konfederal ya da iki devletli çözüm peşinde de koşsak bir şey değişmez. Kombos gider başkası gelir, Hrisostulides gider sonraki gelir, biz değişsek de onlar değişmez. Anlayacağınız kaç takla atarsak atalım, ne el gelirse gelsin bu Kıbrıslı Türklerin kazanma şansı yok.