Kıbrıslı işadamı Asil Nadir (83), KKTC’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Asil Nadir'in ardından sağdan soldan güzel şeyler yazıldı. Hatta onun "devrimci bir ruha" sahip olduğu bile söylendi. Ben Asil Nadir'in vasiyetinde yer aldığı öne sürülen "kendisine İhanet edenler"den ve yaşadığı "hayal kırıklıkları"ndan söz etmek istiyorum.

Londra'dan hemşehrimiz olan Asil Nadir  sağ görüşte sıkı bir "devletçi"ydi. Asil Nadir, Kıbrıs'ta olduğu gibi Londra'da da aynı siyasi misyonla işyerlerinde Türkiye ve Kıbrıs'tan gelen milliyetçilerin istihdamında pozitif ayırımcılık yaptı. Londra'daki Kıbrıslı Türklerin yurtlarına yönelik "milli dava"larını "milliyetçi dava"ya dönüştürmek için uğraştı. MHP lideri Alpaslan Türkeş Londra'ya geldiğinde ilk görüştüğü isimler arasındaydı.  Ayrıntılı bilgiyi Londra'da Bizim'Kiler kitabımda bulabilirsiniz dostlar.

"İşadamı son günlerinde farkında mıydı?" Bilmiyorum ama şirketlerindeki çalışanları, emekçileri onu zenginleştirirken muhafazakar - milliyetçi kesim de onu hep hayal kırıklığına uğrattı, hatta batırdı. Gerçi basında yer alan vasiyetindeki "İhanet edenler her daim içimizdeydi" tümlesinden bu kesimin farkına olduğunu düşünebiliriz.

İşadamının renkli yaşamındaki en büyük hayal kırıklıklarına gelirsek... İngiltere'de Polly Peck'in sahibi olarak en zenginler listesindeyken Muhafazakar Parti'nin en büyük destekçisi ve finansörüydü.  Polly Peck'in borsa hisselerinde düşüş, şirkette krizi tetikledi. İktidardaki Muhafazakar Parti, onu ve şirketini kolayca kurtarabilirdi ama kurtarmadı. "Besle kargayı oysun gözünü" atasözü gerçek olmuştu. Adı "John Smith olsaydı kurtarırlar mıydı?" diye sorarsanız, "Evet" derim ama kurtarmadılar işte. Bu apayrı bir araştırma konusu dostlar. "Yolsuzluk ve dolandırıcılık"tan tutuklanan işadamı 1993'te  3.5 milyon sterlin kefaletle serbest kaldığında da Kuzey Kıbrıs'a kaçtı.  Londra Türk Radyosu'nda yapılan anonsla toplumdan kefalet parası toplanmış, aslan payını da bir başka milliyetçi işadamı Ramadan Güney ödemişti. Güney'in toplumdaki bir ilk olan "Şeyh Nazım" adıyla  açılışı yapılan Türk camisinin kurucusu olduğunu da not düşeyim. Nadir kaçınca haliyle kefalet de yandı. Muhafazakar iktidar Asil Nadir'in en büyük hayal kırıklığı oldu ama ileride dersini almadığını da görecektik.

Asil Nadir 80’li yıllarda Türkiye pazarına da girmişti. Pizza zincirinin Türkiye’deki ilk şubesini açmış, elektronik ve beyaz eşya şirketi Vestel’i kurmuştu. En önemlisi de 1988’de dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın tavsiyesiyle bilmediği bir alana yelken açmış, medya dünyasına adım atmıştı. Önce Günaydın Gazetesi’ni, ardından Güneş ve Tan gazeteleriyle ile Nokta dergisini satın aldı. Aynı zamanda KKTC’de Kıbrıs Medya Grubu’nu kurdu. Artık Turgut Özal'ın prensleri arasındaydı. Ben o dönemde Londra'da Nokta telsicisiydim. Asil Nadir, satın aldığı gazetelerin Londra temsilcilerini Hyde Park yakınlarındaki bir ofisin çatısında topladı. 

Asil Nadir, Polly Peck'te kriz başladığında Türkiye'deki yatırımlarının bir karşılığı olarak Turgut Özal'ın kendisine destek olmasını istedi. Özal ise kendisini medya grubuyla her zaman destekleyen bu heyecanlı "prens"ine iktidarın elini uzatmayarak, Asil Nadir'e bir diğer büyük hayal kırıklığı yaşattı.

Asil Nadir'in amiral gemisi Polly Peck 550 milyon sterlin borçla iflas edince depremin tsunamisi Türkiye'ye de ulaştı.  Gazeteci Fikret Ercan'ın kaleminden "Türkiye'deki gazeteleri matbaaları talan edildi, şirketleri kapanın elinde kaldı." Nadir'in sahibi olduğu gazetelerde çalışanlar aylarca "meslek saygısından" ücretsiz çalıştılar. Günaydın'da kalp krizi geçirerek ölen bir meslektaşımızın cebinde yalnızca dolmuş parası çıkmıştı. O dönemde benim de Nokta dergisinden ciddi bir alacağım kaldı.

Muhafazakar Parti 2010'da binlerce mağdur Polly Peck hissedarına verdiği sözü tutarak Asil Nadir'i, İngiltere'nin tanınmadığı ülke KKTC'den Londra'ya getirip hakim karşısına çıkarmayı başardı. Yaşadıklarını hazmedemeyen Asil Nadir “adını temize çıkarmak" takıntısıyla İngiltere’ye döndü. Kurt işadamı Muhafazakarlarca yine kandırılmıştı. Yeniden yargılanan Asil Nadir, 2 yılı ev hapsinde geçirdi. Hakkındaki 13 suçlamanın 10’undan suçlu bulundu ve 10 yıl hapse mahkum oldu. Kendi hesabına toplam 34 milyon sterlin aktardığı kanıtlanan Nadir, 5 buçuk milyon sterlini de usulsüz şekilde şirket dışına çıkarmaktan suçlu bulundu. Yarım milyar sterlin borçla batan bir şirkette, zorlamayla 5 buçuk milyonun usulsüz kullanılması Asil Nadir'in sürekli dile getirdiği "siyasi komplo"yu doğrulasa da iş işten geçmişti artık. Bu adını temize çıkarma gezisi işadamına milyonlarca sterlinlik bir servete de mâlolmuştu. Ne yazık ki atalarımızın dediği gibi son pişmanlık fayda etmedi... 

Asil Nadir’in cezasının geri kalanını Türkiye’de çekme talebi, 2016’da İngiltere Adalet Bakanlığınca kabul edildi. Londra’dan İstanbul’a getirilen Nadir, Silivri Ceza İnfaz Kurumuna konuldu. Ancak suçu işlediği tarihte yürürlükte olan şartla salıverme ve erteleme yasasından faydalandı. Bir gece sonra tahliye edilerek KKTC’ye döndü. 

Neyse dostlar son söz olarak Asil Nadir büyük hayal kırıkları yaşadı yaşamasına ama İngiltere'de sosyal hakların bilincindeki bir işadamı olarak Türkiye'deki Nadir medyasındaki biz basın emekçilerine de büyük hayal kırıklığı yaşatmıştı. Ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

FOTO ALT YAZISI: Londra’daki Kıbrıs’a yönelik milli mücadeleyi “milliyetçi mücadeleye” evirmeye çalışan üç Kıbrıslı; Asil Nadir, Alparslan Türkeş, Ramadan Güney. Kıbrıs’ta 1917’de doğan Türkeş’in Londra ziyaretinden. 14 Şubat 1991, Londra. Kaynak:: Londra'da Bizim'Kiler kitabından.