Trafikte konuşulmayan konu kalmadı. Sürücüler, yollar, yol güvenliğini sağlamakla görevli otoriteler hepsi ama hepsi konuşuldu ve konuşulmaya devam ediyor.
Ne var ki trafik hala her gün bir canımızı daha hayattan koparıyor ya da yaralayıp yüzbinlerce liralık zarara uğratıyor.
Aslında trafik sorunumuz da Kıbrıs sorunu gibi kronik bir hal almış durumda.
Kıbrıs sorununu çözmek elbet bizim elimizde değil. Bizim taraf bu konuda elinden geleni fazlasıyla yaptı. Sorun tarihsel olarak da muhatabımızdan kaynaklandı, bugün de onların tutumundan dolayı devam ediyor.
Ama, trafik sorununu çözmek bizim elimizde. Daha doğrusu, bu ülkede yönetim sorumluluğunu üstlenen siyasetçilerin ve onların atadığı yöneticilerin elinde.
Tabii, her sorunu olduğu gibi, trafik sorununu da çözmek için onu tanımlamak, kök nedene inmek ve eyleme geçmek gerek.
Bunu yapabilmek için de sahadan gelen bilgiye, bunu analiz edip evrensel doğrularla harmanlayarak çözüm yolları üzerinde düşünmeye ve eyleme geçmek için siyasal ve yönetsel iradeye ihtiyaç var.
Bir başka anlatımla, pratik bilgiyle teorik bilgiyi harmanlayıp eyleme geçmek şart.
İşte tam da bunu gerçekleştirebilmek için, çok önemli ve yararlı bir kitap yayınlandı.
Geçmişte Mağusa’dan Karpaz’a, Beyarmudu’ndan Tatlısu’ya kadar olan geniş alanda yaşanan kazaların birinci elden ve sahadan tahkikatını yapan bir polis yetkilisi olan Fikret Şanal’ın yayınladığı kitap “Trafikte Sözün Bittiği Yerdeyiz” başlığını taşıyor.
Pratikten süzdüğü bilgileri, sahadan elde ettiği verileri trafiğin genel kurallarıyla sentezleyerek yayınlayan Fikret Şanal trafikle ilgili herkese kolay kolay bulamayacakları işe yarar bilgiler sunmakla yetinmiyor.
Trafik sorununu çözmekle sorumlu olan yöneticilere, bu kronik sorunu çözmek için hem veri sunuyor hem de gönüllü danışmanlık yapıyor.
Daha doğrusu, sorumluluk bilinci yüksek bir yurttaş olarak, herkese hem sorumluluklarını hatırlatıyor, hem de yöneticilere gereğini yapmaları için çok ciddi veri ve bilgi sunarak harekete geçmelerini sağlamaya çalışıyor.
Evet, trafikte sözün bittiği yerdeyiz. Artık, veriye, bilgiye dayalı eyleme geçme zamanıdır.