Bu başlığı atmasam çatlardım. Böyle bir fırsat düşmüş önüme. Kimse kusura bakmasın ama Zorlu Töre Meclis Başkanı olabilmek için her yolu denemiş, işi tutanağı değiştirmeye kadar götürmüş. Biraz değil epey bir ‘Zorlama’ olmuş.

Ya benimsin ya da toprağın diyerek koltuğa sıkı sıkı sarılan Zorlu Töre, ‘bal gibi de Zorlu güzellik olur’ demiş ve demekte ısrar ediyor.

Rezaletin daniskasını, ağababasını, katmerlisini ve dik alasını yaşıyoruz. 

Hele hele Dr. Mustafa Arabacıoğlu’nun, “Öldüğümde bana bu Meclis önünde tören yapmayın” vasiyeti, en ağırı oldu galiba.

Geçen gün CTP’ye biraz telkinde bulunmuş, “Açın yahu seçsinler de bu iş bitsin. Bak dizilmişler 26 kişi. Herkes tamam” manasında bir şey söylemiştim. Geri alıyorum.

Dün gece Zorlu Töre seçilseydi, “Töre’yi CTP seçtirtti” diye yazacaktım. Bu yazıya dökülmemiş düşüncem için bile CTP’den af dilerim.

Ama şunu bilmemizde ve durumu başka türlü okumakta fayda var diye düşünürüm.  

Bu iş öyle Zorlu Töre koltukta kalmak için ne gerekirse yapıyor ile de sınırlı değil hani. Evet Töre bu koltuğu korumak için ne gerekirse yapacağını bize gösterdi ama bunun da yeterli olmadığını da gördü. Hep beraber gördük. Mesele Töre, ya da Evren değil... Bir başka aday olsa yine aynı sonuçlar yaşanacak.

Hesap başka çünkü herhalde. Birileri başka bir hesap yapıyor UBP üzerinden. 

Bu kurultay hesaplaşması da değil sadece. Öyle, “Tamam haddini bildirdik yeter. Öyle kendini partiye yüzde yüz hakim sanmasın. Bunun kabine değişikliği var, atamaları var. Dikkat etsin kendine” şeklinde Ünal Üstel’e parti meclis grubundan bir gözdağı da değil sadece sanki.

UBP grubu içerisinde sayıları sürekli değişen ret oylarına baktığınızda bir operasyon kokusu geliyor. Öyle ya, “26’yız hazırız” diye basın önüne çıktıktan sonra, 26’nın altında kalan, sonra da 23’e düşen oylardan bunun stratejik hamleler içeren, ısrarlı ve öldürmeye yönelik bir operasyon olduğunu anlamak için çok da akıllı olmaya gerek yok.

Alışık olduğumuz, geçmişte daha sık yaladığımız, UBP’nin başına geçenleri hayır ettirmemeye dayalı, güçlenmelerini engellemeye yönelik bildiğimiz türden operasyonlar gibi geliyor bana. Sosyal medya paylaşımlarına baktığınız zaman, kimin ne söylediğini incelediğiniz zaman da resim biraz netleşiyor. Daha önce de duyduğumuz kokular gibi bir koku... Ete kemiğe bürünmüş hali, bugün yarın ortaya çıkar. Operasyon başarılı olursa, kime yaradığını gördüğümüzde ancak tam komuta merkezini ya da merkezlerini anlayacağız. Tahminlerim var....  Ha ancak Üstel başarır da bu saldırıyı savuşturursa o zaman da korkun diyorum.

Neyse geçelim...  “Zorlu Güzellik Olmaz” dedik ya... Meclis Başkanı yok, Savcılık var dese de yok. Zorlu Töre kendini koltuğa zincirlese de yok. O olmayınca Meclis Başkan Yardımcısı da yok. Onlar olmayınca da Divan yok. Yani Meclis yok!