KIB-TEK’in devamlı gündemde kalmasının tek nedeni elbette devletten sonra en büyük bütçeye sahip olması değildir. Bunun yanında KIB-TEK’in ürettiği enerjinin hayatımızda olmazsa olmaz olması KIB-TEK’in devamlı gündemde kalmasına neden olmaktadır.

KIB-TEK gibi kurumun yönetiminde neden bulunmak istenir?  sorusuna Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi teorisi kısmen açıklama getirmektedir. Şöyle ki, böylesi bir kurumun yönetiminde yer almanın nedenlerini prestij, statü ve itibar kazanma gibi motivasyon ekseninde açıklayabiliriz. Bunun yanında, güç kazanma, başkaları gibi yolunu bulma gibi ihtiraslar kişileri KIB-TEK yönetimi için heveslendiriyor.

Tabi ki, gerçek niyetleri bir tarafa dursun KIB-TEK yönetimine atananlar kuruma ve millete hizmet etmek için bu göreve geldikleri palavrasını atmaktan da geri durmazlar.

KIB-TEK yönetimine atananların büyük bir bölümü oraya figüran olarak atandıklarının, siyasilerin istekleri doğrultusunda görev yapabileceklerinin farkındadırlar ve uslu çocuk olurlar. Buna rağmen kurumda kahramanlığa soyunanlar müdahale etmeyeceklerine dair siyasi iktidardan tutmayacakları/tutamayacakları sözler alırlar ve buna kendilerini inandırırlar.

Bilindiği gibi; KIB-TEK yönetimine profesör ünvanlı da dahil akademisyenler, uzmanlar ve deneyimli bürokratlar atanmıştır. Ancak, KIB-TEK başka kurumda görünmeyen istifalara ve görevden almalara sahne olmuştur. Çünkü siyasi iktidarın taleplerini yerine getirmeyen veya bazı kararları hukuki veya vicdani bulmayanlar ya istifa ediyorlar ya da görevden alınıyorlar.

Başkan da dahil KIB-TEK yönetim kurulunun yetkisiz olduğunu ve nihayette ilgili bakanın talimatını yerine getirmek zorunda olduğunu ilgili yasa açık ve net olarak ortaya koymaktadır.

Bölüm 171 Elektrik İnkişafı Yasası  9A. (1)’e göre;  “Bakan, İdare ile istişareden sonra, İdareye, vazifelerinin ifası ile ilgili olarak Cumhuriyetin genel menfaatinin gerektirdiği genel mahiyette  talimatlar verebilir ve İdare, bu gibi talimatları yerine getirir.”

Neticede geçmişte olduğu gibi; bugünde atanan ve sonrasında gösterilen tepkiler üzerine görevi iade etmek durumunda kalan Kubilay Özkıraç’ın iktidara rağmen radikal karar alma yetkisi olmadığına göre Özkıraçaç’a özellikle sol cenahtan gelen tepkileri anlamakta güçlük çekiyorum. Şöyle ki, DPÖ’de  ve İstatistik Kurumu’nda bir gün dahi deneyimi ve uzmanlıyı olamayıp müsteşar ve başkan atananlara ve hatta bir mimarın ekonomi müsteşarı yapılmasına bu denli feryat figan etmeyenlerin Özkiraç’a saldırmalarını fevkalade manidar buluyorum.