UBP, son zamanlarda günümüze kadar artarak devam eden ve yen içinde kalmayıp aşikar hale gelen içteki koltuk kavgasından dolayı birlik beraberliği kaybetmesi, dolayısıyla disiplin sorunu yaşaması sonucu ortaya çıkan kararsızlık, tutarsızlık ve ön görüsüzlük ile stratejik hataların sonucunda, tek aday olan Partisine mensup Milletvekilinin Meclis Başkanlığı seçimini rahatlıkla koalisyon ortaklarının da desteğiyle rahatlıkla kazanma becerisini gösteremediği gibi partiyi de önce kendi içinde sonra da Mecliste yapılan ve pazarlıklarla ‘ U ‘ dönüşünü dahi gerçekleştirdiği birden fazla seçim turlarıyla da sayın aday Vekillerin yıpratılmasına, Meclisin ise halk nazarında itibarının zayıflamasına vesile olmuş, sonuçta bir çuval inciri berbat edip Meclis Başkanının seçilememesine sebep olmuştur.
Diğer yandan, Meclis Başkanının seçilmesine değil seçilmemesi için Mecliste hazır bulunan Ana Muhalefet CTP, verdiği büyük mücadele sonrasında hedefine ulaşmıştır. Gündem madem Meclise Başkan seçmekti ve mutlak bir başkanın olması gerekir ve O başkan da mutlak UBP’den olmalıdır, neden ret oyu kullanıldı anlayamadım. Demek ki, amaç üzüm yemek değil bağcıyı evire çevire dövmekti. Demek ki, UBP’nin 24 Vekili için de ayrı ayrı seçim olsa RET oyu verilecek, Meclis Başkanı ebedi seçilmeyecek. Yani, UBP kendi beceriksizliğinden hatasından, tutumundan ‘ EVET ‘ oy çoğunluğunu elde edemedi ama CTP de Meclis Başkanı seçilmesin diye uğraştı. Aha, alın size Meclisin bu günkü hali işte budur. Bir taraf seçmek ister ama beceremez, diğer taraf aman seçtirmemek için ret oyu verir ve bunu yaparken gurur da duyar, sevinir. Bu çok önemli bir husustur, Meclis başkansız kalsın, her şey allem kallem olsun. Her iki tarafın da yaptığı bu halka karşı, bu Devlete karşı, yılların Mücadelesine karşı, geleceğimize karşı, Davamıza karşı çok büyük bir yanlıştır, büyük bir zarardır.
Kısacası, UBP koltuk kavgasından, CTP de Rum’a hizmetten vaz geçiniz. Yeter artık kendinize geliniz. Darbeci, işgalci Rum, tek yumruk halinde 61 yıldır Cumhuriyet ortaklığımıza çöreklendi, bu sayede dünyayı turlar, bütün ülkelerle görüşür yalanlarını satar, kuyumuzu kazar, önümüzü tıkar koşturur durur, biz de tek aday olan Meclis Başkanını seçmekten aciz olduk, kimisi buna sevinir, kimisi koltuğunu düşünür ve hala bu nahoş ortamdan nasıl istifade ederim hesapları yapılır. Hep birlikte ortaklığımızın 61 yıldır işgal edilmesini, ettirilmesini eylemlerle şiddetli bir şekilde protesto edeceğimiz yerde, bize haksızlıkları yapanlara karşı dimdik ayakta başımız dik duracağımız, haklı Davamızı biz de tek yumruk olarak savunacağımız yerde ve de yanı başımızda Orta Doğuda yaşanan ve olası yaşanacak daha vahim olaylar ihtimal dahilinde iken düşman gibi iki kutba ayrılmamız başımıza gelebilecek istenmeyen olaylara nasıl karşı koyacağız. Yazıklar olsun. UBP içte yaptığı hataların bedelini hem kendi hem halk öder, CTP’nin de bu bedelde yağı tuzu vardır. CTP, EVET oyu kullanıp Başkan seçiminde destek olsaydı, bu gün iki kat büyüyecekti. Ama yapıma değil, yıkıma oynadı. Meclis zaten verimsiz, tamamen malul olması amaçlandı, tatil uzatılsın sorunlar dağları aşsın.
Şimdi bazıları Meclis Başkanı seçiminde öyle tatsızlıklar oldu diye haklı olarak tepki gösterdi tabii şöyle diyorlar, bitmesi yakın olan yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası bunlara değer mi, yakışır mı diye soruyor. Tabii, bina Devletimizindir, kişilerin değil, ama gene de yakıştırmayan çok. Yeni isimler yeni simalar görmek isterler haliyle, haksız da değiller hani. Bu son olay bardağı taşırmışa benziyor, yani. Birisi beceriksiz koltuk sevdalısı, birisi bozguncu yangına körükle giderse, Ulusal Davamıza karşı hareket eder arkadan dolanırsa halk iyi bile davranır. Halbuki bu halk, dünyada birlik beraberliğin timsaliydi. Biz içimizde bir birimizle bile barışık değiliz da birleşirsek Rumlarla iç içe nasıl barışık yaşayacağız, Türkiye olmadan, Garantisi olmadan, Veto hakkımız olmadan, eşitliğimi egemenliğimiz olmadan, bir düşünün. Haaa geçmişi unuttuysak, hepsini silmişsek hiç düşünmeyin, basın gitsin mührü.