Turizmci, Araştırmacı ve Yazar Zekai Altan, Kıbrıs Türk halkının bayram gelenekleri ve zengin Kıbrıs mutfağını anlattı.

Bayramların toplumdaki önemine, geçmişte yaşanan coşkuya ve unutulmaya yüz tutmuş geleneklere dikkat çekti.

Bayramlar, Kıbrıslı Türkler için sadece dini bir ritüel değil, aynı zamanda birlik, beraberlik ve paylaşımın en yoğun yaşandığı dönemlerdi. Zekai Altan, geçmişten bugüne bayram kutlamalarının nasıl değiştiğini anlatırken, bayram havasının toplum üzerindeki etkisini de vurguluyor:

"Bayramlarda insanlar paylaştıkları sürece çoğalırdı. Tam aksine, bölündükleri sürece de yok olurlardı.”

BAĞIMSIZ Gazete muhabiri Yasemin CANBAZ’a konuşan Zekai Altan, Kıbrıs Türklerinin bayram geleneği ve zengin Kıbrıs mutfağını şöyle anlattı:
 

Bayram Coşkusu: Paylaşım ve Barışma Zamanı

Eskiden bayramlar, özellikle kırsal kesimlerde büyük bir heyecanla beklenirdi. Çocuklar yeni kıyafetlerini günler öncesinden hazırlayıp, bayram sabahına büyük bir heyecanla uyanırdı. Arife günü geleneksel olarak “arife suyu” ile yıkanılır ve bayrama temiz bir şekilde girilirdi.

Bayram namazının ardından, köy meydanlarında ve kahvehanelerde bayramlaşma başlardı. Tüm aile farklı yerlerde de olsa aile büyüğünün evinde toplanırdı, büyüklerin elleri öpülür, çocuklara harçlık ve şeker dağıtılırdı. Dargınlar bayramda barışır, kinler ortadan kalkardı.

Bayram Eğlenceleri: Küçük Lunaparklardan Salıncaklara

Köylerde bayram eğlenceleri gün boyu devam ederdi. Küçük lunaparklar kurulurdu; çocuklar, içine şilin atılarak çalışan minik motosikletlerle veya arabalarla eğlenirdi. Büyük kentlerde ise, “bayram yerleri” kurularak çarpışan arabalar, halk oyunları gibi aktiviteler düzenlenirdi.

Bazı köylerde büyük salıncaklar kurulur, gençler buraya gelip maniler ve şiirler okuyarak ‘sevdiği biri varsa’ ona mesaj gönderirdi. Bu gelenek, hem eğlenceli hem de duygusal anların yaşandığı özel bir bayram ritüeliydi.

Bayram Sofraları: Kıbrıs Mutfağının En Güzel Tatları

Bayram denildiğinde akla gelen en önemli unsurlardan biri de sofralardı. Kıbrıslı Türkler için bayram sofraları, sadece yemek yeme alanı değil, aynı zamanda aile bireylerinin bir araya geldiği, paylaşımların yapıldığı kutsal bir mekândı.

Altan, bayramların olmazsa olmaz lezzetlerini şöyle sıraladı:

Kafes: Susam ve çörek otuyla hazırlanan, fırında pişirilen geleneksel bir hamur işi.

Pilavuna: Kıbrıslı Türkler için özel bir bayram tatlısı. Rumlar tarafından da yapılan bu lezzet, geçmişten bugüne bayram sofralarının vazgeçilmeziydi.

 El Makarnası & Magarina Bulli: Saz çöpüyle açılan özel makarna çeşitleri. Kimi zaman üzerine yahni eklenerek servis edilirdi.

 Fırın Yemekleri: Patates fırında, et ve tavuk yemekleri bayram sofralarını süslerdi.

Tel Kadayıf: Bayram tatlılarının başında gelirdi. Kentlerde yaşayan orta sınıfın üstü için ise güllaç daha yaygın bir tatlıydı.

Günümüzde Bayramlar: Gelenekler Değişiyor mu?

Zekai Altan’a göre, bayramların getirdiği birlik ve beraberlik duygusu zaman içinde zayıflamaya başladı. Eskiden büyüklerin evinde toplanan aileler, artık daha küçük gruplar hâlinde kutlama yapıyor. Geleneksel lezzetlerin birçoğu hâlâ yaşatılıyor olsa da, bunları yapan aile sayısı gittikçe azalıyor.

"Eskiden Kıbrıs’ın her köşesinde bayram bir başka güzel kutlanırdı. Ancak zamanla değişen hayat şartları, ekonomik ve sosyal yapılar bayram geleneklerini de etkiledi. Yine de paylaşmanın, bir arada olmanın ve bayram coşkusunu yaşamanın önemini unutmamalıyız."

Geleneklerin yaşatılması için toplumsal bir bilinç oluşturulması gerektiğini vurgulayan Altan, bayramların sadece tatil olarak görülmemesi gerektiğini, asıl amacının birlik ve beraberliği güçlendirmek olduğunu söylüyor.