Emekli öğretmen Kemal Latif, eski Ramazan’ın nasıl kutlandığını anlattı. Günümüzle kıyaslandığında geleneklerin nasıl değiştiğini vurguladı.

Kemal Latif, Bağımsız Gazete’den Yasemin Canbaz’a çocukluğundan itibaren Ramazan Bayramı’nın nasıl yaşandığını, sofralarda hangi lezzetlerin bulunduğunu ve geçmişteki bayram coşkusunu anlatıttı.

Latif, "Kıbrıs halkı eski zamanlarda büyük bir fakirlikten geçtiği için doğadan beslenmeyi severdi. Bayram sofraları gösterişli değil, paylaşımın esas olduğu sofralardı” dedi.

Bayram Sofralarının Baş Tacı: Magarina Bulli

Latif, bayram günlerinde sofraların vazgeçilmezinin Magarina Bulli olduğunu söyledi ve bu geleneksel yemeğin nasıl hazırlandığını anlattı:

“Tavuk veya et suyunda haşlanmış makarna, üzerine haşlanan etin veya tavuğun konulmasıyla servis edilirdi. Yahni soslu makarna bulli, daha özel günler için tercih edilirdi.

Bayramda özel misafir geldiğinde ilk ikram edilen yemeklerden biri buydu. Çünkü hem besleyiciydi hem de büyük sofralara uygun bir yemekti.”

Katık Kültürü: Ekmek ve Yanındaki Lezzetler

Kemal Latif, geçmişte Kıbrıslıların tahıl ağırlıklı beslendiğini belirterek, katık adı verilen yan yiyeceklerin önemine dikkat çekti ve Ramazan ayında ve Bayramlarda eve gelen misafirlere asıl ikram edilen tatları şöyle şıraladı:

“ ‘Zeytin ve ekmek, hellim ve kaymak, bal ve pekmez’ Bunlar, hem sahur sofralarının hem de bayram sabahlarında misafirlere sunulan temel yiyeceklerdi.”

Eski Ramazanların Unutulmaz Tatları

Ramazan ayı boyunca köylerde yapılan yemeklerin bazıları bayram sofralarında da yer alıyordu. En çok öne çıkanlar ise;

 Tarhana çorbası: Kış için önceden hazırlanıp kurutulan tarhana, Ramazan sofralarının vazgeçilmezlerinden biriydi.

Pilavuna: Ekşimiş sütten yapılan, hellim ve maydanozla doldurulan geleneksel bir Kıbrıs yiyeceği ve ziyarete gelen her misafire mutlaka ikram edilirdi.

Gleftigo (Hırsız Kebabı): Fırın kebabının daha özel bir versiyonu olan bu yemek, genellikle düğünlerde ve bayramlarda yapılırdı.

Dolma ve sarma: Asma yaprakları bol olduğu için kıymasız, kaymaklı "yalancı dolma" çok yaygındı.

Günümüz Bayramlarıyla Kıyaslama

Kemal Latif, günümüz bayramlarının geçmişe kıyasla nasıl değiştiğini anlattı:

"Eskiden bayramlarda büyüklerin evinde toplanılır, yemekler birlikte hazırlanırdı. Şimdi o eski sıcaklık kayboldu. Eskiden büyüklerin evinde bir araya gelmek, bayramın ruhunu yaşamak için önemliydi. Ancak günümüzde bireyselleşen yaşam tarzı, bu gelenekleri giderek değiştirdi.”

Unutulmaya Yüz Tutan Bir Kültür

Kıbrıs mutfağının geçmişte zengin ve çeşitli olduğunu belirten Latif, günümüzde bu yemekleri yapacak kişilerin azaldığını söylüyor.

"Yemek çeşitlerimiz çok ama bulup pişiren yok. Geleneklerimizi yaşatmalıyız, aksi takdirde kültürel mirasımızı kaybederiz."

Bayramın sadece bir tatil olarak değil, birlik ve beraberliği pekiştiren bir dönem olarak yaşanması gerektiğini vurgulayan Latif, eski bayramların sıcaklığını özlediğini, öğretmenlik yaptığı zamanlar da bayram zamanı öğrencilerinin yüzündeki heyecanı unutmadığını söyledi.