Gündem

UBP 23. Olağan Kurultayı Kararı: Kıbrıs’ta İki Devletli Çözüm Vurgusu

Ulusal Birlik Partisi (UBP) 23. Olağan Kurultayı, Lefkoşa’da gerçekleştirildi. UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun okuduğu Kurultay Karar Metni’nde, Kıbrıs meselesinin milli bir dava olduğu ve Rum tarafının hak gasplarına karşı mücadelenin devam ettiği vurgulandı.

Kurultay Karar Metni’nin tamamı şu şekilde:

21 Eylül 2024 tarihinde başkent Lefkoşa’da toplanan partimizin en yetkili, en üst karar organı, Ulusal Birlik Partisi 23’üncü Olağan Kurultayı, bundan önceki Kurultaylarda Kıbrıs konusunda alınan kararlarımızı göz önünde bulundurmak ve 22’nci Olağan Kurultayımızdan bugüne yaşanan gelişmeleri değerlendirmek suretiyle aşağıdaki saptamaları yapar, kararları alır ve tüm dünyaya ilan eder:
DURUM
Kıbrıs konusu başta Anavatan Türkiye olmak üzere tüm Türk dünyasını ilgilendiren Milli bir davadır. Kıbrıs konusu, Doğu Akdeniz’deki Türk varlığını sonlandırmaya çalışanlara, bu nedenle Kıbrıs Türkü ile Türkiye’nin tarihsel haklarını görmezden gelenlere karşı verilen bir özgürlük, egemenlik, güvenlik ve “Mavi Vatan” mücadelesidir, varlığımızla yakından ilgili bir beka meselesidir.
Rum-Yunan ikilisinin haklarımızı gasp etme ve Kıbrıs adasını sahiplenme çabaları ile AB ve BM’yi yönetenlerin onlara verdikleri haksız destek nedeniyle milli mücadelemiz devam etmektedir.
• Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar egemen eşitliğimiz ile Devletimizin Güney Kıbrıs’taki Rum Devleti ile eşit uluslararası statüsünün BM ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından kabul edilmesi halinde, Türk tarafının adada var olan iki Devlet’in uzlaşılacak alanlarda işbirliği yapmasını öngören bir antlaşma için görüşmelere başlamaya hazır olduğunu açıklamıştır ancak Rum tarafı bunu reddetmektedir.
• 2022 Şubat ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilen Nikos Hristoduludis 2017’de Crans Montana’da kalınan yerden sözde federal çözüm görüşmelerine devam etmemizi talep etmektedir.
• Rum liderin, statü, uluslararası meşruiyet, nüfus, ekonomik güç ve uluslararası bağlantılarını kullanarak federasyon kisvesi altında 1974 öncesi şartlara geri dönme ve bu kez 1960 garanti sisteminin de yok edilmesiyle Kıbrıs’ın tümüne hakim olma arayışı içinde olduğu ortadadır.
• Rum tarafının gerçek dışı, 1974 öncesine dönüşü hedefleyen haksız tutumu, BM Güvenlik Konseyi ile AB’nin işlerine öyle geldiği için izledikleri yanlış siyaset nedeniyle KKTC halen uluslararası alanda hak ettiği yeri alamamakta, izolasyon ve ambargolara tabi tutulmaktadır.
• Rumların tüm baskılarına ve haksız saldırılarına karşın izlenen yeni 2 Devletli çözüm politikasıyla Devletimiz bugün, Anavatan Türkiye’nin yoğun gayretleri sonucu düne oranla dünyada daha görünürdür ve anayasal ismiyle gözlemci üye olduğu Türk Devletleri Teşkilatı’na artık tam üye olabilecek statüdedir. Yapılan çalışmalar sonucu, KKTC, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ve TÜRKSOY’a da gözlemci üyedir.
• Partimiz UBP, Anavatan Türkiye’den AK Parti ve kardeş ülke Azerbaycan’dan Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan iş birliği anlaşması ile Azerbaycan Meclisi’nde alınan bir kararla Azerbaycan-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dostluk Grubu kurulması “ bir millet 3 Devlet” anlayışının bir ürünü olarak son derece önemli bir adımdır. Bu olay, doğru politikalar izlenmeye devam edilmesi, kararlı, sabırlı olunmasıyla birlikte KKTC’nin diğer ülkelerle ikili ilişkilerini geliştireceğine, uluslararası alanda hak ettiği yeri mutlaka alacağına dair somut bir göstergedir.
KARARLAR
UBP Kurultayı olarak ortaya çıkan durum ve gerçekler ışığında aşağıdaki kararları alır:
1- Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası topluma, yarım asrı aşkın bir süredir devam eden müzakerelerde denenmiş, başarısızlığı kanıtlanmış ve tüketilmiş bir formül olan “federasyon” temelinde bir müzakere sürecine dönüş olmayacağını hatırlatırız.

2- Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar tarafından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne sunulan ve tüm dünyaya duyurulan, Kıbrıs konusuna iki Halkın egemen eşitliklerinin tescili ile bunların halen yaşamakta oldukları iki eşit uluslararası statüdeki Devlet’in kararlaştırılacak alanlarda işbirliği yapması temelinde bir uzlaşı sağlanması önerisi UBP tarafından tam olarak güçlü bir şekilde desteklenmektedir.

3- Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2022-2023 yıllarında BM Genel Kurul toplantılarında KKTC’nin resmen tanınması için yaptığı çağrılarla, TBMM’nin 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü dolayısıyla 18 Temmuz 2024 tarihinde iktidarla muhalefetin oy birliği ile yayınladığı Tezkere’de KKTC’nin tanınması, Kıbrıs Türk Halkı’na uygulanan tüm izolasyonlara son verilmesi talebinde bulunması bizler için tarihi değerdedir.

4- Kıbrıs Türk tarafının kapalı Maraş’ın açılması yönünde attığı adımlar doğrudur ve yeni adımlarla devam ettirilmelidir.

5- Hiç kimse KKTC ve Anavatan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve hukukunu göz ardı edemez, çiğneyemez. Partimiz, KKTC ile Anavatan Türkiye’nin hidrokarbon kaynakları arama ve çıkarma faaliyetlerini heyecanla desteklemekte, ülkemize, Türkiye ve bölgemize önemli ekonomik ivme kazandıracak olan doğal kaynak keşfi ve arzının bölge barışı açısından bir katalizör rolü oynaması gerektiğinin altını çizmekte yarar görmektedir.

6- KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKPA ve TÜRKSOY’a Gözlemci Üye olmasının yanı sıra Anavatan Türkiye ile dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın tam üyeliğimiz için verdikleri destek son derece önemlidir. Kurultayımız bu gelişmeyi memnuniyetle not ederken tüm Türk ve İslam dünyasını Kıbrıs Türk Halkı’nın haklı taleplerine destek vermeye çağırmayı bir görev sayar.

7- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ne yazık ki Kıbrıs konusunda Rum yanlısı, hatalı tutumunu sürdürmektedir. BM Güvenlik Konseyi’nin Ada’daki gerçekleri göz ardı etmekten vazgeçmesi ve var olan barış ortamına katkı koyması gerekmektedir. BM bir an önce, özellikle Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki görevi ile ilgili Türk tarafının ortaya koyduğu yaklaşımları dikkate almalıdır. Bu bağlamda Kıbrıs Türk tarafı ile ayrı bir statü anlaşması (SOFA) imzalanmalıdır.

8- Avrupa Birliği Kıbrıs Türkü’ne verdiği hiçbir sözü yerine getirememiştir. AB, Rumların Kıbrıs Türkü’nü azınlık durumuna düşürme hayallerine katkı sağlayan tutumuna son vermeli, Kıbrıs’ta iki Devlet bulunduğu gerçeğini kabul ederek, iki Devlet arasında işbirliği tesis edilmesine katkı sağlayıcı tutum içine girmelidir.

9- Rum komşularımız, maksimalist, hayalci görüşlerini terk ederek gerçekleri görmeli, Kıbrıs’ta yeni, parlak her iki halkın yararına güzel yarınlara doğru yürünecekse bunun iki Devlet’in işbirliğini sağlayacak bir anlaşma ile başlayabileceğini idrak etmelidir.

10- Ulusal Birlik Partisi, Kıbrıs Türk Halkı’nın özünden ve özgürlük tutkusundan doğan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın siyasal ifadesi olarak tarihi görevinin idraki içindedir. Devletimizi, tanıtma, yüceltme, halkımızın refah seviyesini, yaşam kalitesini yükseltme, Anavatan Türkiye ile köklü ilişkilerimizi her alanda daha ileri götürme çabalarımızı daha da artıracak ve hedeflerimize mutlaka ulaşacağız.

11- Son olarak; Ulusal Birlik Partisi 23’ncü Olağan Kurultayı olarak, Cumhuriyet Meclisimizi, federasyon görüşmelerine artık dönülmeyeceğini, KKTC”nin tanınarak uluslararası alanda hak ettiği yeri alması ve ülkemize uygulanan kısıtlamaların, izolasyonların kaldırılması için hep birlikte çalışılacağını vurgulayan bir karar almaya davet etmeyi tarihi bir görev sayıyoruz.