Sam Amca’nın istediği…

Meteorolojik fırtına koptu, ortalık darmadağın oldu, içteki siyasi fırtına da dindi sayılır. Bir süre Katrina Fırtınası gibi her önünü geleni yıkıp geçiyordu ancak, akıl galip geldi ve siyasi fırtına kasırgaya dönüşmeden etkisini yitirdi. Akıl derken, bizim aklımız olmadığını da eklemek şart sanki.

Ben başka siyasi bir fırtınadan bahsetmek istiyorum. Kıbrıs sorunu ile ilgili bir fırtına, kasırga denebilecek gelişmeler ufukta.

Anlatayım.

Kıbrıs meselesinin süresi ile kıyaslandığında, çok kısa denebilecek bir süredir Amerikalıların Kıbrıs’a olan ilgisi dikkat çekici şekilde artmaya başladığını söylemek yanlış olmaz.

Mari’ye üs, İngilizlerin üslerinde konuşlanma gibi ifadeler sık sık gündeme gelirken, Hristodulidis’in Beyaz Saray’a davet edilmesi, “Bayram değil seyran değil, Joe neden Hristo’yu öptü?” sorusunu gündeme getirmedi desek yalan olmaz. Meğer Joe Amca yerini Donald Amca’ya bırakırken, genel itibarıyla Sam Amca’nın başka planları var.

Üzgünüm ama bu gelişmeler, Anti Amerikan Emperyalizmi karşıtı olması gereken Kıbrıs Türk Solu’nu, Amerikan Emperyalizmi değil, Amerikan Militarizmi destekçisi yapacak nitelikte. Çünkü Sam Amca, Baf’taki havalimanını geliştirecek, Rum Milli Muhafız Ordusu mensuplarını Amerikan Askeri Akademilerinde eğitecek, RMMO altyapısını NATO standardına yükseltmesine yardımcı olacak ve sonunda da ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni NATO üyesi yapmak için basamakları tırmandıracak. Önce NATO ile alakalı hazırlık çalışmalarına katmak, sonra ise NATO’nun kendisine üye yapmak.

Tabi ibunun için Türkiye’yi razı etmek gerekecek.

Lena Argyris'in makalesine göre, Rumlar NATO'ya olası üyelik için stratejik bir şekilde pozisyon alıyor. Hristodulidis, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmelerde bu uzun vadeli, çok aşamalı planı açıkladığını yazdı.

Washington’un desteklediğini yazdığı bu planın ilerleyebilmesi için Kıbrıs sorununda ilerleme kaydedilmesi ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin iyileştirilmesi gerektiği bu görüşmelerde varılan ortak kanı olduğu belirtiliyor.

Elbette Amerikalıların kafasına fırtınadan dolayı devrilen saksılar düşmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İsrail ve Yunanistan ile olan iş birliği sayesinde bölgesel bir ittifakın parçası olarak kritik bir stratejik değer taşıdığını artık açık açık söylüyorlar ve ABD Kongresi’nde etkili senatörler de dahil olmak üzere üst düzey ABD heyetleri Kıbrıs’ı ziyaret ederek bu olasılıkların değerlendirildiği yazılıyor.

Bir başka ifadeyle, eskiden Avrupa Birliği dürtüsüyle Kıbrıs’ta bir çözüme yürünmeye çalışılırken, paradigma değişmiş Doğu Akdeniz’deki enerji dürtüsüyle çözüm perspektifleri konuşulmaya başlanmıştı. Şimdi sanırım yine paradigma değişiyor ve İsrail güvenliği temelli NATO üyeliği dürtüsüyle meşgul olacağız.

Sam Amca herkesi memnun edecek, kendi istediği olacak.