Yıllar önce, Londra'da "Türkiye-AB" ilişkileri üzerine bir toplantıda İngiltere'den bir milletvekili, "Türkiye'nin AB'ye tam üye olması mümkün değil ama İngiltere tam desteğini sunarak Türkiye'ye karşı kart kazanıyor" demişti. Olmayacak duaya amin demenin zararı yok, yararı varsa de gitsin...
Kıbrıs'a direk uçuş konusu da öyle. Muhafazakar Parti Milletvekili Ian Duncan Smith her seçim öncesinde Kuzey Kıbrıslı toplumun oyunu devşirmek için papağan gibi aynı nakaratı tekrarlıyor: Kuzey Kıbrıs'a direk uçuş yapılmalı! Mr Smith bugünlerde Kuzey Kıbrıs'ta ağırlanıyor. Muhafazakar milletvekili, KKTC Cumhuriyet Meclisi Şeref Salonu’nda, "300 Bin ailenin burayla kontağı olduğunu biliyoruz. Bu insanların neden direk uçuşlardan faydalanmadığını hükümetin dikkatine getirdim. Yeni hükümetle bu konuyu tekrardan görüşmeyi ve belki bir açılım olabileceğini ümit ediyorum” demiş. İnsaf Mr Smith! 14 yıldır iktidardaydınız, sizin yapamadığınızı iktidarı elinizden alan İşçi Partisi'ne rica ederek mi gerçekleştireceksiniz?
Dostlar Türkiye'den başka hiç bir ülkenin tanımadığı KKTC'deki havalimanlarına uluslararası uçuş mümkün değil. Yanıt basit çünkü KKTC TANINMIYOR! Uçuş için iki seçenek; ya KKTC tanınmalı ya da Güney kesimi ile tek çatıda kalıcı bir barış yapılmalı. Bunun dışındaki yapılan her çaba göstermelik, hamasett ve olmayacak duaya amin demektir. Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO)i tanınmayan bir ülkeye nasıl uçuş organize etsin ki? Mr Smith mektupla rica ediyor ama... Oldu! Sepetler uçakla doldu! Garip bir rastlantı ama Mr Smith'in Türkçedeki karşılığının "Sarı çizmeli Mehmet ağa" olduğunu yeri gelmişken belirteyim.
Adada çözüm olmadan uçuş olmayacağı gerçeğini; Mr Smith, KKTC cumhurbaşkanı başta olmak üzere cümlesiyle KKTC'li politikacılar, KKTC iş dünyası, oda-dernek temsilcileri, basın ve turim sektöründeki çaycı bile bal gibi biliyor. Buna rağmen KKTC Cumhuriyet Meclisi Şeref Salonu’nda da olmayacak duaya toplu amin deniliyor. Siyasetçi ile politikacının farkı bu işte dostlar. Politikacı hayal satar, yalakalar çanak tutar, zavallı halk da satın aldığı hayal ile oyalanır.
Mr Smith 1992'den bu yana siyasette ve uzun süredir de Kıbrıslı Türklerin yoğun olduğu Chingford, Woodford Green ve Chingford Muhafazakar milletvekili. Geçmişte bakanlık da dahil parti içinde önemli görevlerde bulunmuş. KKTC'nin tanınması ya da adada kalıcı barış için somut bir adımı yok. Yıllarca aynı naftalinli senaryoyu kullanıyor. 70'indeki kurt politikacının senaryo gereği yaptığı iş hükümete mektup yazmak, kendisi ve KKTC'li politikacıları iş yapıyor gösterecek açıklamalar yapmak, KKTC'de yoksul halkın vergileriyle krallar gibi ağırlanıp tatilini geçirmek ve "hoşgeldin" diyene aynı repliği tekrarlamak: Kuzey Kıbrıs'a direk uçuş yapılmalı! Geç bunları anam babam geç. Hayal satmayı bırakın artık Mr Smith. Lütfen!
***
HALUK BİLGİNER'E ALKIŞ: BBC’nin yaz ekranında yayınlanan Turkish Detective (Türk Dedektif) dizisi, Haluk Bilginer’i yeniden İngiltere'deki beyaz ekran izleyicisiyle buluşturdu. Yaklaşık 40 yıldır ekranda olan Eastenders dizisinde 80’li yıllarda 3 sezon rol alan Bilginer, 70 yaşında BBC ekranına geri döndmüş oldu. Bilginer ilk sezonu yayınlanan dizide Çetin İkmen isimli nev-i şahsına münhasır bir cinayet şube dedektifini canlandırıyor.
İngiltere televizyonlarında, neden Türkiye’de geçen bir polisiye dizinin yer bulduğu sorusunun cevabı ise İngiliz polisiye yazarı Barbara Nadel’ın romanlarında yatıyor. Nadel’ın Çetin İkmen karakterinin başrolünde olduğu 26 kitaplık bir polisiye serisi bulunuyor. Dizi ulusal basındaki tv yazarlarından olumlu yorumlar almayı başardı. Usta oyuncuyu alkışlamak gerekiyor. Bravooo!
***
NİLGÜN CAVER'E VEFA: Uzun yıllar Haringey Belediye Meclis Üyesi olarak hizmet eden Nilgün Canver, sevenleri ve yakınları tarafından anıldı. 2017 yılında, 59 yaşındayken vefat eden Canver’in adı, belediye meclis üyeliği yaptığı bölgede inşa edilen 80 dairelik bir komplekse verildi. Canver'e vefa sevindirdi. Onu hasret ve sevgiyle anıyoruz.
***
CEZAEVLERİNDE ERKEN TAHLİYE: Yeni Adalet Bakanı Shabana Mahmood, “Cezaevlerimiz çöküşün eşiğinde” açıklamasını yaparak çözüm olarak binlerce mahkumun cezalarının sadece yüzde 40’ını çekmeleri sonrasında serbest bırakılacağını duyrdu. Cinsel şiddet suçlarından hüküm giyenler, azılı suçlardan dolayı 4 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılanlar ve aile içi şiddet suçundan hüküm giyenler, uygulama kapsamı dışında tutulacakmış. Hadi Muhafazakarlar 14 yıl boyunca kötü yönetti de ana muhalafet bu süreci nasıl uyuyarak geçirdi? Bence yeni hükümet Ukrayna'ya 3 milyar sterlin bağış ödeneğini cezaevlerinin ıslahına ayırsın! Hem barışa da katkınız olmuş olur! Mr Smith'den bu konuda hükümete mektup yazmasını rica edeceğim.