Irkçı saldırılar Türkiye ve Kuzey Kıbrısı tehdit ediyor

City of London Polis Teşkilatı'nda 2006-2012 arasında polis memurluğu yapan Mete Metin de, polise yönelik suçlamaların yeni olmadığını belirterek

Dostlar geçen haftaki konumuza devam ediyoruz…

İngiltere’de insanların dil, din, kültür farklılıklarından dolayı ayrımcılığa tabi tutulması suç sayılıyor. “Ayrımcılık" kelimesi pek çok konudaki ötekileştirmeyi de kapsıyor. Türkiye’de göze batmayan “Bayan eleman aranıyor” ilanı bile ayrımcılık kapsamında sayılıyor.

“Bu yasal şemsiyeye karşın, saldırgan faşistlerin cesareti nereden geliyor?” sorusunu da emek odaklı dernek DAY MER’in başkanı Aslı Gül yanıtlıyor:

“Faşist EDL ve aşırı sağcı Reform UK taraftarlarının yabancı avına çıkma cesaretini; göçmen karşıtı politikacıların söylemlerinden ve güvenlik güçlerinin hoşgörüsünden alıyor. Faşist gruplar, ülkenin yaklaşık 30 kent ve kasabasında, başta camiler olmak üzere göçmenlere ait mekanların önlerinde gösteri yaptılar. Bazı kentlerde ise karşı eyleme geçen anti-faşistlerin kalabalık olmaları nedeniyle geri püskürtüldüler. DAY MER bayrağının da dalgalandığı bu anti-faşist karşı gösteriler olmasaydı faşist saldırılar büyüyecekti. Bizim toplumu da bu anti-faşist protestolara katılmaya ve destek vermeye çağırıyorum.”

POLİSE SUÇLAMA

İşçi Partisi’nin eski lideri ve 4 Temmuz’da bağımsız milletvekili seçilen Jeremy Corbin de bir röportajında “İngiltere’de göçmen, siyah ya da İrlandalı’ysanız polisin gözünde potansiyel suçlusunuz zaten” diyor.

İngiltere'deki İsrail protestosu eylemlerinde polisin eylemcilere ırkçı şiddet uygulaması tepkilere yol açış, basına da yansımıştı. Savaşı Durdur Koalisyonu Başkan Yardımcısı Chris Nineham, bu tür bir polis şiddetinin hiçbir açıklaması olmadığını belirterek bu memurların öldürücü darbeler vururken zevk aldıkları izlenimi edindiğini söyledi. Nineham, "Bunun münferit bir olay olduğunu düşünmüyorum. Londra'nın doğusunda yaklaşık 10 gün önce bir Filistin destekçisi eylemci de açıkça ırkçı ve Asyalılar ile Müslümanlara karşı aşırı şiddet uygulamaktan zevk aldığı belli olan polisler tarafından böyle bir şiddete maruz kaldı" diyor.

City of London Polis Teşkilatı'nda 2006-2012 arasında polis memurluğu yapan Mete Metin de, polise yönelik suçlamaların yeni olmadığını belirterek, "20 yıl önce bir gazeteci Manchester polis teşkilatına katılıp gizili çekim yapmış. Çekimler sonrası Polis teşkilatının ırkçı olduğu rapor edilmişti. Sonrasında daha çok siyah, Müslüman ve LGBTQ+ gibi azınlık gruplarından eleman alıp onların teşkilatta kalabilmesi ve üst rütbelere çıkabilmesi için terfilerde kurallar getirildi" diyor. Polisin görevinin sistemi sorgulamadan korumak olduğunu vurgulayan Metin, "Şu an ırkçılar ayaklandı ve polisler arasında ırkçılar olsa da polisin görevini yaptığını sanıyorum. Çocukların bıçaklandığı Southport kasabasında çıkan ayaklanma sonucu 8 polis ağır olmak üzere toplamda 53 polis yaralandı. Bir sürü İngiliz tutuklandı" diye devam ediyor.

“Laik bir devlette Monarşi’ye Cantebury Kilisesi fetva veriyorsa Müslümanlar’ın ‘ötekiler’ olarak görülmesi doğal değil mi?” diye sorabilirsiniz. Sonuçta ırkçılar kendileri dışında kimseyi sevmiyorlar. Haliyle İngiltere’de yaşayan Türk ve Kürt toplumu da artan ırkçı saldırıların hedefinde. Irkçılığa karşı her zamankinden daha çok dayanışma gösterilmesi gerekiyor.