Dostlar Çanakkale sıcağından merhaba... Yazın "tatil" deyü geldiğimiz memleket ziyaretindeki gözlemlerimi geleneksel olarak sizlerle paylaşıyorum. Türkiye'de iklim krizinden çok söz edilmese de yazları sokağa çıkılamayacak kadar sıcak artık. Bu sıcak günlerde "en azından yakıt masrafı yok" diye diyenler klimanın emdiği elektrik faturasını düşünür olmuş. NTV'deki habere göre İstanbul'da Temmuz ayında 6 kez elektrik tüketim rekoru kırıldı. Uzmanlara göre bir odayı her gün 12 saat boyunca soğutmak ayda 800 ile 1200 lira arasında faturaya ek yük getiriyor.
Bir diğer önemli konu da Türkiye'de fiyatlarda kantarın topuzunun kaçtığı. Uzmanların bu tesbitine iktidar da muhalefette katılıyor fakat nedenleri konusunda görüş ayrılıkları var. Nedenii burada tartışıp kafanızı şişirmek istemem ama sonuçta hayat pahalılığı dayanılmaz safhada. Ona bağlı olarak ekonomide bazı dişliler çalışmamaya başlamış. Örneğin dışarıda yeemek, özel araçla uzun yol ya da tatil planı yaparken iki kez düşünülüyor. Türkiye'de önemli sayıda tatil köyü ya da hotel iflas etmiş durumda.
Türkiye'de bazı kalemlerin Londra'dan daha pahalı olduğunu kolayca gözlemleyebilirsiniz. Haliyle "bu halk bu alım gücüyle nasıl geçinebiliyor" sorusu aklınıza geliyor. Bu tam bir doktora tezi konusu. Üniversitedeyken ekonomi dersinde şehirde yaşayanların ayakta kalabilmek için köylerinden erzak getirip değer aktarımı yaptıklarını yani köylerini sömürdüklerini okumuştuk. Şimdi eskisi gibi sömürülecek köy kalmadı. Ayrıca sosyal dayanışma da büyük oranda mazide kalan hoş bir seda oldu sanırım. Araştırmaya değer. Sonuçta yaşanılan gerçek bir Türkiye mucizesi.
Konuya ilişkin (tam benlik) yapılan ciddi bir araştırmayı sizinle paylaşmak istiyorum dostlar:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İstanbul ve Londra’daki market fiyatlarını karşılaştırmış. Gökçe'nin paylaştığı grafik, Türkiye'de gıda fiyatlarının dünya genelinin aksine sürekli arttığını ve vatandaşların alım gücünün her geçen gün daha da azaldığını saptıyor.
20 TEMEL ÜRÜNDE BÜYÜK FARK: Gökçe, paylaşımında, hepimizin mutfağında bulunan 20 temel ürünün fiyatlarını esas aldıklarını belirtti. İngiltere’nin en büyük zincir marketi Sainsbury's ile İstanbul’daki bir zincir marketteki fiyatlar karşılaştırıldı. Sonuçlar ise oldukça çarpıcı;
Londra'da toplam fiyat: 2 bin 972 TL
İstanbul'da toplam fiyat: 3 bin 297 TL
Bu fiyatlar, Londra'da asgari ücretin yüzde 3'üne denk gelirken, İstanbul'da asgari ücretin yüzde 19'una tekabül ediyor. İşte temel ürünlerdeki bazı dikkat çekici farklar;
Kıyma: Londra'da 1 kilo 282 TL, İstanbul'da 419,95 TL.
Kuşbaşı: Londra'da 1 kilo 430,50 TL, İstanbul'da 469,95 TL.
Tereyağı: Londra'da 1 kilo 292,31 TL, İstanbul'da 524,87 TL.
Domates: Londra'da 1 kilo 40,90 TL, İstanbul'da 36,90 TL.
Yumurta: Londra'da 6 adet 79,64 TL, İstanbul'da 29,95 TL.
FİYATLARDAKİ UÇURUM: Gökçe'nin paylaştığı grafik, özellikle temel gıda ürünlerinde Londra ile İstanbul arasındaki fiyat uçurumunu gözler önüne serdi. Gıda fiyatlarının İstanbul'da Londra'ya göre daha yüksek olması, vatandaşların alım gücünü ciddi şekilde zorluyor.
ASGARİ ÜCRET KIYASLAMASI: Grafikteki en çarpıcı detaylardan biri, Londra'da 20 temel ürünün toplam fiyatının asgari ücretin sadece yüzde 3'üne denk gelirken, İstanbul'da bu oranın yüzde 19 olması. Bu durum, Türkiye'de gıda fiyatlarının artış hızının gelir artış hızını çok geride bıraktığını gösteriyor. Türkiye'ye tatil bütçenizi yüzde 50 artırın derim. Türkiye'de terlemeye hazır olun.