Bugün İngiltere için ilginç bir gün olacak. Büyük Britanya Halkı sandık başına gidecek ve kuvvetle muhtemel, Britanya demokrasi tarihinde ender görülmüş bir zafer İşçi Partisi’ni bekliyor. 1997’deki Tony Blair’in liderliğindeki İşçi Partisi’nin zaferini bile gölgede bırakacak bir çoğunlukla iktidarı ele geçireceği, yapılan anketlerde ortaya sürülüyor.
Anketlerden çıkan sonuçlara göre 14 yıllık iktidarı sona erecek olan Muhafazakar Parti, sadece iktidarı kaybetmiyor, 235 ile 240 arası koltuk kaybederek, 650 koltuklu İngiliz Parlamentosu’nda sadece 110 civarı bir sandalyeyi elinde tutarak, itibarını da kaybediyor. Koltuklarının bir çoğunu İşçi Partisi’ne kaybedeceği öngörülen muhafazakarların, Brexit tartışmalarından tanıdığımız NigelFarage liderliğindeki aşırı sağcılara da koltuk kaptıracağı öngörülüyor.
Neticede 4 başbakan, bir Brexit, sınırsız skandal ve sözüm ona ekonomik krizi ile boğuşan Muhafazakar Partili Britanya, 650 koltuktan 430 ila 440 arasında bir sayıdaki sandalyeyi İşçi Partisi’ne verecek gibi duruyor.
Gelelim başlık kısmına...
Birkaç gündür yakından takip ediyorum. İngiltere’deki seçim ile ilgili yorum ve değerlendirmeler sıklıkla ve farklı farklı mecra ile platformlarda yapılıyor. Hatta daha da ileriye gidip İşçi Partisi Lideri, müstakbel Başbakan KierStarmer’in ilk kabinesini şekillendiren yorumcular bile var… Aslında İngiltere’de bu işler daha kolaydır. Bölge dengesi yoktur. Kadın-erkek dengesi çoktan aşılmış,artık konu bile değil. Kurultay kaygısı da yoktur, o nedenle bakan tahmin etmek kolay. İngiltere’de ana muhalefet olunca, resmi bir gölge kabine oluşturursunuz. Seçimden hemen sonra, çoğunlukla gölge kabine mensupları, bir iki istisna dışında ilk kabineyi oluştururlar.
Misal, Tottenham Milletvekili David Lammy’nin mutlaka Dışişleri Bakanı olarak atanacağı ile ilgili bir konsensüs var. Hem ‘Gölge Dışişleri Bakanı’ olması hasebiyle, hem de yaklaşık 24 yıldır aynı bölgenin milletvekili olarak görev yapan partinin ağır toplarından sayıldığı için…
David Lammy’nin bir özelliği daha var tabii. O da Bizim Serhat İncirli’nin ahbabı olmasıdır. Evet Artun Çağa’nın da, benim de teşriki mesaimiz olmuştur Sayın Lammy ile…Ama hatırladığım kadarıyla; her ikisinin de hasta Tottenham Hotspur taraftarı olması ve Kuzey Londra’da Türkçe konuşan toplumu ilgilendiren birçok etkinlikte Lammy’nin hazır bulunması Serhat ile Lammy’nin tanışmasına vesile olmuştu.
Lammy’nin kendi seçim bölgesindeki ‘Türkçe Konuşan Toplum’a medya yoluyla seslenebilmesinde o dönemde çıkan Türkçe gazeteler önemli olduğu için; bizim oradaki gazete ile gazetecilere ilgi göstermesi bu ilişkiyi temellendirmişti. Serhat’ın onunla çok sayıda söyleşi yaptığını biliyorum. İrtibatları devam ediyor mu bilmiyorum. Bu yazıyı kaleme aldığım saat biraz geç olduğu için Serhat’ı arayıp, “David ile görüşüyor musun? Hangi David? Senin David be, Lammy” diyaloğunu yaşayamadım doğrusu.
Neyse. Büyük Britanya bugün sandık başına gidiyor ve anketlere göre İşçi Partisi Muhafazakar Parti’yi parçalayacak. İngiltere Dışişleri Bakanı da büyük bir sürpriz olmazsa Serhat İncirli’nin ahbabı David Lammy olacak. Biz ilgilendiren kısmı da bu.