Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, İhtiyat Sandığı ile ilgili yaratılan spekülasyonlara yanıt verdi.

Bakan Gardiyanoğlu’nu açıklaması şöyle: 

Üzülerek izlemekteyim ki İhtiyat Sandığı üzerinden yaratılmaya çalışılan ve

bazı sendikalarımızın çarpıtması hatalı bir şekilde şekillenen bir konu ülke gündemini meşgul etmektedir.

İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’nun benim yönlendirmem ile bir kişiye 8 Bin Euroluk bir danışmanlık ücreti vermek üzere karar aldığı ve ihtiyat sandığı parasının çar çur edildiği gibi bir sahte gerçeklik yaratılmaya çalışıyor.

Halbuki durum çok basit ve nettir.

Prof. Dr. Arif Sarı daha önce devletin dijital dönüşümü konularında çok çalışmış ve bu alanda kendini ispat etmiş bir bilim insanıdır.

Kendisi ile birlikte yaptığımız çalışma İhtiyat Sandığı dijital arşiv oluşturma projesinin ihale şartnamesini hazırlama projesidir ve proje süresi üç aydır. 3 kez ödenmek üzere tasarlanmıştır. 8 bin Euro, evrakların tasnifi ve ihalenin keşif bedelinin belirlenmesi için elzem olan bu hazırlık sürecinde gelecek uzmanların seyahat, konaklama ve benzeri harcamalar için kullanılması hedeflenmekteydi. Prof. Arif Sarı bu fonu ve süreci yönetecek ancak bundan bir ücret almayacaktı.

Yapılan eylem ve çarpıtılarak adımı kirletmeye dönük açıklamalar sonrasında, oluşturulacak fonun harcamasını, Prof. Dr. Arif Sarı’nın da önerisiyle  İhtiyat Sandığı Müdürü yönetimine vermeyi uygun buldum. İhale şartnamesinin hazırlık süreci kararlılıkla sürdürülecektir.

Ancak bilinmelidir ki geçtiğimiz günlerde İhtiyat Sandığı’nın parasının savunucusu rolünü üstlendiklerinin algısını yaratmaya çalışanların bıraktğı enkazı kaldırmak için uğraşmaktayız.

Bakanlığım önünde eylem yapanların attıkları imzalarla çalışanların parasının yüz binlerce dolarla ölçülecek şekilde zarara uğrattıkları belgelerle sabittir. Yüzbinlerce Dolar’ı verip karşılığında herhangi bir şey almadıkları şirket ile ilgili bana soru sormaları da son derece ilginçtir.  Yıllardır Aylık Dolar bazında ücretler ödedikleri yazılım şirketinin, işlerinin kusurlu olduğu ve kurumu zarara uğrattığı geçtiğimiz haftaki Sayıştay Raporunda da ortaya çıkmıştır.

Bakanlık önünde eylem yapanların sendikaları önünde benim ve ihtiyat sandığında birikimleri bulunan herkesin eylem yapması gerektiği bir noktaya ulaşılmıştır.

Kurumların yönetim kurulu üyeleri yasalar önünde sorumlu kişilerdir ve yönettikleri kurumları zarara uğratmaları suçtur. Bununla ilgili ise devletin denetleme enstrümanlarını geriye dönük olarak İhtiyat Sandığı’na davet edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. 

Bu tür siyaset kokan ve sorumlu bakanı baskı altında tutup kurumlar içerisinde at oynatma dönemi sona ermiştir, buna asla prim verecek birisi değilim.