Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasına ilişkin olay gecesini anlatan 26 yaşındaki Mustafa Serbest, Grand Kartal Otel'de yangın dedektörünün çalışmadığını, sulama sistemi olmadığını, çok az sayıda yangın tüpü gördüğünü ve yangın merdivenlerinin kapısının tahta olduğunu söyledi.
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki 12 katlı ve 238 kayıtlı misafirin bulunduğu Grand Kartal Otel’de salı gecesi 03.30 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın faciasında 78 kişi hayatını kaybetti.
Yangın faciasından kurtulan otelin aşçısı Mustafa Serbest, olaydan duyduğu üzüntüyü belirterek adeta cehennemi yaşadıklarını söyledi. Yangından sonra ailesinin İzmir’in Selçuk ilçesindeki evine dönen 26 yaşındaki Serbest, yangın gecesi yaşadıklarını anlattı.
Grand Kartal Otel’de 3 yıldır kış sezonunda aşçılık yaptığını, bu nedenle bölgeyi ve oteli iyi bildiğini kaydeden Serbest, yangın gecesini unutamadığını dile getirdi.
Serbest, odasının otelin ikinci katında olduğunu aktararak, “Gece sese uyandım, arkadaşımız uyandırdı, saat yaklaşık 02.45-03.00 gibiydi. ‘Yangın var’ diye bağırışlar vardı. Çıktığımızda her taraf dumandı zaten. Panikle ne yapacağımızı şaşırdım. O kadar dumanlıydı ki nefes alamıyorduk, gözlerimiz görmüyordu. Ben kendim elleyerek çıktım, az çok yolu bildiğim için. Çıktık garaja doğru. Garajın kapısı kapalıydı. Garaj kapısını kaldırmaya çalıştık 15-20 kişi. Ardından dışarıya attık kedimizi. O zamana kadar çok fazla alev yoktu, dumandı. Ben 03.30’da çıktım dışarı. Yaklaşık yarım saat ya da 40 dakika içerde cebelleştik gibi bir şey” diye konuştu.
Serbest, dışarıya çıktığında otelin alevler içinde olduğunu, insanların odaların camlarından yardım istediğini gördüğünü belirtti.
“YANGIN MERDİVENLERİNİN KAPISI TAHTAYDI”
Mustafa Serbest, itfaiyenin yaklaşık bir saat sonra olay yerine geldiğini, oteldekilerin kurtulmak için pencerelerden atladığına şahit olduğunu kaydederek, “Bazılarını kurtarma şansımız oldu, bazılarını kurtaramadık. Onlar atlamadan önce altlarına yatak atıyorduk. Atlayanlara denk getirmeye çalışıyorduk” dedi.
“BEN ÖLMEDİĞİME PİŞMANIM”
Otelde yeteri kadar yangın önleminin olmadığını savunan Serbest, şöyle devam etti:
“Otelde yangın dedektörü vardı ama çalışmıyordu. Yangın tüpü görmedim sayılır. Bir bildiğim kadarıyla aşçıbaşının ofisinin önünde vardı. Başka hiç görmedim. Sulama sistemi yoktu otelde. Yangın merdiveni vardı ama aslında orayı personel kullanıyordu. Uyarı levhaları vardı ama ışıklandırması yetersizdi. Yangın merdivenlerinin kapısı tahtaydı. Kapıların büyük ihtimalle bir tanesi yanınca duman içeri girdi.”
Serbest, bir daha KARTALKAYA’YA gitmek istemediğini dile getirerek, “Ben ölmediğime pişmanım çünkü o çığlığı duysanız… Kendi babası çocuğunu atıyor. Siz yaşayabilir misiniz böyle bir şeyi? Herkes kendi canını ortaya koydu. Bir umut olarak atladı herkes. Can pazarıydı orası. Çığlık çığlığaydı her taraf. Yardım edemiyorsun, sadece bakabiliyorsun. Edebildiğin kadar ettin ama daha fazlasını yapamıyorsun. Girip de alamadan çıkmak da vardı. Her taraf dumandı. Cehennemi yaşadık” ifadelerini kullandı.