Haftalardır Gazimağusa Yeni Boğaziçi köyünün bazı bölgelerine su verilmiyor, şikayetler öfke ve stres hat safhada, sabır diye bir şey kalmadı. Suyun dönüşümlü bir şekilde bölgeye aktarılması ne yazık ki sağlanmıyor, yetkililerin vanaları kimin açıp kapayacağına dair kararsızlığı bilinçsizliği ve de ihmalkarlığı hem vurdumduymazlığı ayni zamanda günler ilerledikçe hiçbir olumlu gelişmenin olmaması bölge sakinlerinin sadece umudunu yitirmesine sebep olmakla kalmıyor merkezi yönetimi de içine alan büyük bir öfkeye dönüşüyor.
50 yıl önce Barış Harekatının ikinci aşamasına ve Gazimağusa’nın kurtuluş gününe denk gelen bu günde, saldırgan Rum-Yunan çapulcularının Mağusa halkına uyguladığı her türlü insanlık dışı muameleyi, bu gün de bir benzerinin yaşatıldığı hatırlara geliyor. Bir tarafta sular kesintisiz ve bolca akarken yan tarafta çeşmelerin kuruması asla kabul edilebilir bir durum olamaz. 50 yıl önce bütün zorluklara göğüs gerdik, bir amaç bir gaye vardı, bize güç hırs inanç ve umut vermişti. Şimdiki durum başka, şimdi ihmal, tembellik, beceriksizlik, vurdumduymazlık var, umutları kırma var. Bu sıcaklarda, çamaşır, bulaşık, tuvalet, banyo, temizlik vs gibi insani ihtiyaçları olmazsa olmazları karşılayamayan insanların bıçak kemiği deldi noktasına getirilmesinde Hükümetin ve Devletin de sorumluluğu vardır. Ve bu sessizlik karşısında mağdur olan yüzlerce bölge sakininin dayanılmaz çilesinin ne kadar süreceğinin bilinmemesi öfkeyi doruğa çıkarmaya yeter de artar. Şimdilik layık olan en güzel yakıştırmalar onlara gitsin. SUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuSMA!