Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Kıbrıs Türk halkı 1960'lardan beri neredeyse üç çeyrek asırdır haksızlığa, hukuksuzluğa ve ayrımcılığa maruz kalıyor. 1963 ile 1974 yılları arasında yaşanan katliamları birçoğumuz daha dün gibi hatırlıyoruz. Yakılan köyleri, öldürülen çocukları adanın sadece yüzde 3'lük bölümüne sıkıştırılmak istenen Kıbrıslı kardeşlerimizin dramlarını asla unutamayız. Tüm bu zulümler işlenirken batılı kurum ve kuruluşlar hiçbir şey yapmadı. Bugün Gazze Soykırımı'nı seyrettikleri gibi Kıbrıs Türk halkına yönelik etnik temizlik teşebbüslerini de uzaktan izlediler.

20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'yla Türkiye, Kıbrıs Türk halkının varlığına uzanan kirli ve kanlı elleri kırmıştır. 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla Barış Harekatı taçlandırılmıştır. Ancak Kıbrıs Türkü'nün bağımsızlık iradesini kırmaya yönelik politikalar o günden bu yana artarak devam etti. Son olarak 2004 yılında Annan Planı'na evet diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cezalandırılırken plana hayır diyen Rum kesimi Avrupa Birliği'ne tam üye yapılarak ödüllendirildi. Daha sonra oturulan müzakere masalarından ne yazık ki hiçbir sonuç çıkmadı. Eski yöntemlerle bir yere varılamayacağını artık görmüş durumdayız. Federalizme dayalı tekliflere bizim de Kıbrıs Türkü'nün de karnı tok. Anavatan ve garantör ülke olarak duruşumuzu Barış Harekatı'nın 50'inci yıl dönümünde çok net biçimde tekrar ortaya koyduk. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı ülkemizden geniş bir heyetin de katılımıyla Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle beraber büyük bir coşkuyla kutladık. Kıbrıs davasına ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına verdiğimiz önemi böylece bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiş olduk.

Hedefimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınırlığını artırmaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde attığımız adımların devamını getirmekte kararlıyız. Aynı şekilde Kıbrıs Türk Halkının kendi ayakları üzerinde durması için de desteklerimizi, yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Barış Harekatı’nda şehit olan Mehmetçik ve Mücahitleri tekrar rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla yad ediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramına iştirak etmek suretiyle Kıbrıs Türk halkına varlıklarıyla destek olan; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş’a, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, Cumhur İttifakı’nda beraber yol yürüdüğümüz ortaklarımıza, siyasi partilerin genel başkanlarına ve milletvekillerine hassaten teşekkür ediyorum.

Özellikle muhalefetin, Türkiye’yi yabancılara şikayet eden eski siyasetini terk etmeye başlamasını önemsiyoruz. Hatırlanacağı üzere “Sâbık Genel Başkan” döneminde Cumhuriyet Halk Partisi’nin dış politikada yaşadığı savrulmalar, siyasi rekabet kavramıyla açıklanamayacak boyutlara ulaşştı. Kimi CHP milletvekilleri, Avrupa’da ülke ülke dolaşıp, PKK’nın Suriye’deki uzantılarının gönüllü avukatlığını yapıyorlardı. Geçen hafta 8’inci yıldönümünü geride bıraktığımız 15 Temmuz ihanetinin faillerini aklama görevini de yine CHP yönetimi üstlenmişti. Milletin, bir gecede 252 evladını şehit vererek yazdığı milli irade destanına, “kontrollü darbe” yaftası vuranlar da, bu kifayetsizlerden başkası değildi. Türkiye’ye ve Türk siyasetine yakışmayan bu tavrın değişim işaretleri göstermesini, açık söyleyeyim, “muhalefetin normalleşmesi” adına kaydadeğer buluyoruz. Lefkoşe’de sergilenen birlikteliğin, başta terörle mücadele olmak üzere milli meselelerde istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini temenni ediyorum. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın şahsında Kıbrıs Türk halkına samimi ev sahiplikleri için buradan ayrıca şükranlarımı sunuyorum.

Burada şunu da ifade etmek isterim. Biz, komşularımızla ilişkilerimizde gerilim peşinde asla değiliz. Yakın çevremizden başlayarak tüm ülkelerle dostluğumuzu ilerletmeye, bölgemizde ve dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya bakıyoruz. Bu politikamızda da son derece samimiyiz, kararlıyız, iyi niyetliyiz. Tokalaşmak amacıyla uzatılan hiçbir eli havada bırakmayız. Ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde hareket edildiği takdirde aşılamayacak hiçbir engel görmüyoruz. Nitekim son bir yılda bu yönde önemli adımlar attık. Komşularımızın yanı sıra, pek çok uluslararası kuruluşla işbirliğimizi ilerlettik. Artan güvenlik tehditleri karşısında Türkiye’nin manevra alanını genişletmek için gayretlerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız.

Editör: Onur Evrensel