Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ABD’nin Rum Yönetimi’ne sağladığı desteğin müzakere sürecine büyük bir engel teşkil ettiğini açıkladı ve yeni Başkan Trump’tan beklentisini ortaya koydu

 Taha Can GÜRLEK

    Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) gerçekleşen 47’nci başkanlık seçimini, Joe Biden döneminin ardından tekrar ABD Başkanlığına seçilen Donald Trump ve yaşanan son gelişmeler ile ilgili görüşlerini KIBRIS’a açıkladı.

ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) artan desteğini eleştiren Ertuğruloğlu, ABD tarafından izlenen politikaların Ada’daki barış çabalarını baltaladığını vurguladı.

Biden döneminde GKRY’ye uygulanan silah ambargosunun kaldırılması, Rum liderin Beyaz Saray’da ağırlanması ve GKRY’nin “stratejik ortak” ilan edilmesinin Kıbrıs sorununda dengeleri Rum tarafı lehine kaydırdığını belirten Ertuğruloğlu, “Bu tehlikeli yakınlaşma, Rum tarafının statükocu yaklaşımını pekiştirirken müzakere sürecini de çıkmaza sokuyor.” dedi.

Ertuğruloğlu, ABD’nin Kıbrıs Türk halkının haklarına saygı göstermesi ve Rum tarafını “tek yasal temsilci” olarak görme politikasından vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

“Trump yönetimi ile ABD’nin Kıbrıs yaklaşımını değiştirmesini bekliyoruz”

Bakan Ertuğruloğlu, Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşecek yönetim değişikliğinin dünya genelinde yankılar uyandıracağını ve uluslararası ilişkilere yön vereceğini belirtti. ABD’nin yeni yönetiminin başta Çin, Avrupa Birliği (AB) ve NATO ile ilişkileri olmak üzere, Doğu Akdeniz’de izleyeceği politikanın dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı.

Biden yönetimi döneminde ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırarak Rum tarafını “stratejik ortak” olarak ilan etmesi ve Kıbrıs Rum liderini Beyaz Saray’da ağırlamasının bölgede gerilimi tırmandırdığını söyleyen Ertuğruloğlu, bu yakınlaşmanın tehlikeli sonuçları olabileceğini belirtti.

“ABD yönetiminin Rum tarafına verdiği bu destek, Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözümün önündeki en büyük engellerden biridir” diyen Ertuğruloğlu, Trump yönetimi ile ABD’nin bu yaklaşımını değiştirmesini beklediklerini kaydetti.

ABD’nin, Kıbrıs meselesine gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşması gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, “Bugün Kıbrıs’ta birbirinden bağımsız iki devletin bulunduğu gerçeğini göz ardı etmemeli; Kıbrıs Türk halkının öz haklarına saygı gösterilmelidir.” dedi. Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm için ABD’nin adil bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, yeni yönetimin bu doğrultuda adımlar atmasını umduklarını ifade etti.

“KKTC’nin TDT’ye tam üyeliği yolunda ilerliyoruz”

Tahsin Ertuğruloğlu, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı içerisindeki durumunu da ele aldı.

Kırgızistan’ın Bişkek şehrinde düzenlenen TDT 11. Zirve Toplantısı’nda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’nin tam üyelik statüsünü almasını destekleyen açıklamaları ile teşkilata resmi bir çağrıda bulunduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Bu çağrı, Türk Dünyası içerisindeki temsiliyetimizi güçlendirirken, Türk Devletleriyle olan ilişkilerimizi daha ileri bir seviyeye taşıyor.” dedi.

Ertuğruloğlu ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nin (AB) Rum yanlısı politikaları nedeniyle TDT’ye üye ülkelere baskı uygulama girişimlerine karşın, bu tür engellemelerin KKTC’nin haklı davasını her platformda savunma kararlılığını artırdığını ifade etti.

Bakan Ertuğruloğlu, “BM ve AB’nin Rum tarafına yönelik tutumları, KKTC’nin Türk Dünyası ile entegrasyon sürecini etkilemeyecek; aksine haklı davamızı savunma azmimizi pekiştirmektedir.” diye  konuştu.

“TDT, Kıbrıs’taki haklı davamızı güçlendirebilecek bir destek sağlayabilir”

Kıbrıs’ta iki devletli çözüm vizyonuna TDT’nin sağlayacağı desteğin Ada’daki çözüm sürecinde kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, “TDT ve TDT’ye üye ülkeler, Kıbrıs’taki haklı davamızı güçlendirecek bir destek sağlarsa, Ada’daki gerçeklerin dünya kamuoyuna daha etkin bir biçimde ulaşması mümkün olacaktır.” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü desteği ile TDT çatısı altında birleşen Türk Devletleri’nin Kıbrıs meselesinde Türk tarafının çözüm modelini desteklemesinin Ada’daki dengeyi değiştirebileceğini belirten Ertuğruloğlu, bu desteğin Rum tarafının “tek temsilci” söylemini kırmada önemli bir adım olabileceğine dikkat çekti.

Tam üyelik, KKTC’ye yeni fırsatlar getirecek

Ertuğruloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki gözlemci üyeliğin KKTC için önemli bir adım olduğunu ancak tam üyeliğin daha fazla katkı sağlayacağını belirtti. Ertuğruloğlu, “Gözlemci üyelik, işbirliği ve temsil imkanları açısından kısıtlamalar içeriyor. Tam üyelikle birlikte KKTC, tüm çalışmalara etkin katılım sağlayarak karar süreçlerinde yer alacak ve Türk dünyası ile ticaret, kültür gibi birçok alanda daha güçlü iş birliği yapabilecektir.” dedi.

Ortak Türk Alfabesi, Türk Dünyası’nın birliğini güçlendirecek

Ertuğruloğlu, Ortak Türk Alfabesi’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nın  temel hedefleri arasında yer aldığını ve Türk Dünyası 2040 vizyonu kapsamında değerlendirildiğini belirtti. Ertuğruloğlu, iletişim çağında ortak bir alfabenin, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki kültürel bağların yanı sıra her türlü ilişkinin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

KKTC’nin Türk Dünyası ile kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasi ilişkiler çerçevesinde aynı platformda bulunmasının gurur verici olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu alandaki çalışmaları desteklemesinin önemine de değindi. “Sayın Erdoğan, TDT çatısı altında işbirliği ve dayanışmanın geliştirilmesi konusunda güçlü bir irade göstermekte, Türk Dünyası’nın dayanışmasını artırmak için önemli açıklamalarda bulunmaktadır.” dedi.

Erdoğan’ın, KKTC’nin TDT içindeki yerini vurgulayan açıklamalarının KKTC’nin görünürlüğünü artırdığını ve Türk Devletleri’ne Kıbrıs Türk halkına karşı olan tarihi sorumluluklarını hatırlattığını belirten Ertuğruloğlu, “Ortak alfabe çalışmaları ve TDT içindeki dayanışma, KKTC’nin Türk Dünyası ile olan bağlarını daha da güçlendirecek” ifadelerini kullandı.