Bu dünyadan nam-ı diğer Göbek, Selahattin Yatman geçti...

Evet dostlar toplumun en renkli simalarından Göbek, Selahattin Yatman'ı yitirdik. Kendisiyle 2016'da Londra'da Bizim'Kiler kitabını hazırlarken görüşmüş uzunca sohbet etmiştik. Toplumda pek çok ilke imza atmış bir isimdi. İngiltere'de emekli olduğunda memleketi Tekirdağ'ın Saray ilçesine taşınmıştı. Londra'da açtığı ilk kahvehanenin (bana göre tarihi) fotoğraflarını almak için Saray'a giderek kendisini ziyaret etmiştim. Selahattin abimizi Saray'ın orta yerindeki kahvenin bahçesinde çift sandalyeye kurulmuş, başında fötr ve elinde piposuyla arkadaşlarıyla sohbet ederken bulmuştum. Londra'dan hemşehrisiydim artık.

Kitap çıktıktan sonra Londra’dan kendisini telefonla arayıp hatırını sorduğumda sağlığının iyi olmadığını belirtip Londra'ya geldiğinde mutlaka görüşmek istediğini söylemişti. Olmadı. Yalman'ın kadim dostlarından Mustafa Dil acı haberi verdi. 8 Kasım günü toplumun bu rengini kaybetmişiz. Nevi şahsına münhasır bir kişiydi. Çok üzgünüm. Acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Selahattin Yatman'ı Londra'da Bizim'Kiler'de şöyle anlatmıştım:

Toplumda kahvehane denilince akla nam-ı diğer "Göbek", Selahattin Yatman geldiği söylenebilir. Her zaman takım elbise giyen ve elindeki piposuyla gezen Yatman, “demokrat” kimliğiyle de tanınıyor. “Toplumun sosyal lokalleri” diye tanımladığı kahvehane işletmeciliğini 40 yıl yapan Yatman, bir zamanlar çok şişman olduğu için

kendisine “Göbek” lakabının takıldığını anlatıyor.

 Yatman Türkiye’de terzilik yaparken 1971’de “permit”li olarak Londra’ya gelir. İlk işi Yahudi patronun tekstil fabrikasında çalışmak olur. Wimpy Grevi’ni hazırlayan İngiltere Türk İşçi Birliği’nin kurucu üyeleri arasında yer alır. Birkaç yıl sonra Altın Makas adı altında kendi atölyesini açar. 1976’da restoran işine girer.

 Yatman aynı yıl da 99 Green Lanes'te (Newington Green N16) Türkiye kökenli ilk işletmeci olarak Marmara Kıraathanesi’ni açtığını belirtiyor. “Benden önce Kıbrıslı Türkler kahve çalıştırıyorlardı” diyen Yatman şunları söylüyor:

 “O yıllarda Kıbrıslı İsmail abinin tam benim karşımda, sanırım 90 numarada kahvesi vardı. Kıbrıslı Mehmet, Emre vardı... 1984’te aynı cadde üzerinde 19 numaraya ‘Saray Kıraathanesi’ adıyla taşındık. İlk açtığımızda bizim toplumdan herkes geliyordu. Daha sonra Yunanlı ve İngilizler de gelmeye başladı... Kahvenin yanına açtığım Marmara Restaurant’da ilk kez kelle paça çıkardık.”

 Yatman, kahvenin gece son müşteri gidinceye kadar açık olduğunu vurgulayarak en popüler oyunların yanık ve okey olduğunu söylüyor. Kahvehanede Türk çayı, kahve ve

İngiliz çayı ile neskafe yapıldığını anlatan Yatman, o yıllarda garsonların hep erkek olduğunu söylüyor.

 “40 yıl boyunca kahvecilik yaptım” diyen Yatman, kahvehanede kumar kültürü ve geçmişteki en büyük oyunculara ilişkin sorumuzu da “kahvecinin sırrı” diyerek yanıtlamıyor. Yatman günümüzde emekliliğinin tadını çıkarıyor.