Fileleftheros gazetesi, “BM İdaresi Altında Maraş” başlığıyla yer verdiği haberinde, Hristodulidis’in konuşmasında kapalı bölge Maraş’ın ΒM idaresi altına alınması gerektiği konusundaki görüşünü ortaya koyduğunu, öte yandan (haberde ismi belirtilmeyen) bir Kıbrıslı Türk milletvekilinin sorusuna yanıtında ise “Kıbrıslı Türkleri ve Kıbrıslı Rumları haklarından mahrum bırakan şeyin Türk işgali olduğu” iddiasında bulunduğunu yazdı.
Konuşmasında “artık barış zamanı” olduğunu da vurgulayan Hristodulidis, gerek uygun bir ortamın sağlanması, gerekse Rum kesiminin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin çabaları konusunda AKPM’nin desteğini istedi. Hristodulidis, Orta Doğu’daki krizlerin ve Dağlık Karabağ’daki insani krizin uzun süreli siyasi çıkmazlara kayıtsız kalınmaması gerektiği gibi, donmuş krizler olmadığını gösterdiğini de söyledi. Diplomasi ve diyalog olmamasının yıkıcı etkilere sahip daimi şiddet döngüleri meydana getirebileceğini de vurgulayan Hristodulidis, ileri sürülen işgal ve bölünmenin 50’nci yılının tamamlaması yanı sıra göçmenler, kayıp yakınları ve mahsurlara da atıfta bulundu. AKPM’ye hitaben yaptığı konuşmada “Bu konular sizin bilgilendirilme yetkiniz aynı zamanda AKPM ve mahkeme kararları aracılığıyla faaliyete geçme sorumluluğunuz kapsamındadır” ifadesini de kullanan Hristodulidis, Rum Yönetiminin bu faaliyetlere yönelik desteğini de ortaya koydu.
Konuşmasında AKPM milletvekillerinin destek ve katkısını da isteyen Hristodulidis, genel olarak Avrupa Konseyi ve özellikle de Parlamenterler Meclisi'nin, Rum kesiminin gerek uygun bir ortamın sağlanması gerekse Kıbrıs sorununun tam çözümüne ilişkin çabalarına aktif bir şekilde katkıda bulunma konusunda siyasi bir yetkisi bulunduğunu savundu.
Bu role örnek olarak AKPM raportörü Piero Fassino’nun kapalı bölge Maraş’taki durumla ilgili olarak kaleme aldığı rapora atıfta bulunan Hristodulidis, kapalı bölge Maraş’ın BM idaresi altına alınması dışındaki herhangi başka bir hareketin BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarının ihlalini teşkil ettiği konusunda tetikte olmalarının oldukça önemli olduğunu da ileri sürdü.
Rum lider Nikos Hristodulidis, bu çerçevede şekillenme aşamasında olan raporun “konunun aciliyetinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası meşruluğu ile toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğinin anlatılması, aynı zamanda kapalı bölge Maraş kökenli Rum göçmenlerin mülk haklarının iade edilmesinin talep edilmesi açısından eşsiz bir fırsat sunduğunu” da iddia etti.
AKPM kürsüsünde yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununda siyasi eşitliğe sahip iki kesimli, iki toplumlu bir federasyon çözümüne ulaşılmasına dair taahhüdünü de vurgulayan Hristodulidis, BM Genel Sekreteri Guterres’in Maria Angela Holguin Cuellar’ı kısa süre önce Kıbrıs sorunuyla ilgili kişisel temsilci olarak atamasından duyduğu memnuniyeti belirterek, müzakerelerin 2017 yılında Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasını arzu ettiğini de yineledi. Uygun bir ortam sağlanmasının aynı zamanda acil bir ihtiyaç olduğunu da ifade eden Hristodulidis, “ne yazık ki toprak üzerinde birbirini izleyen meydan okumalar ve tahrikler aynı zamanda Türk işgal kuvvetlerinin çeşitli bölgelerde ara bölgeye sızma girişimleriyle karşı karşıya kalmayı sürdürdükleri” iddiasında da bulundu.
Bu meydan okumalara soğukkanlı ve kendilerine hakim olarak karşılık verdiklerini, aynı zamanda ara bölgenin statüsünün güvenceye alınması için tüm önlemleri aldıklarını da öne süren Hristodulidis, Rum kesiminin ileriye doğru olumlu bir rota çizmeye odaklandığını ve bu perspektife yönelik daha da kararlı olduğunu vurguladı. Hristodulidis’in soru cevap kısmında ise (haberde adı belirtilmeyen) bir Kıbrıslı Türk milletvekilinin, Kıbrıslı Türklerin Annan Planı'na evet demesi ve izole kalması, Kıbrıslı Rumların ise plana hayır demesi ve AB’ye alınmaları konusundaki ifadelerine yanıt verdiğini yazan gazete, Hristodulidis’in yanıtında insan haklarının tüm Kıbrıslılar için olduğunu söylediğini yazdı. İzolasyon konusunda ise “izolasyonun Türk istilası ve devam eden işgalinden kaynaklandığı” iddiasında bulunan Hristodulidis, Kıbrıslı Türkleri haklarından mahrum edenin bu olduğunu da ileri sürdü.
Kıbrıs’ın AB’ye girmesinden bu yana Kıbrıslı Türklerin yararlandığı şeylere de atıfta bulunan ve bunlar arasında Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu elde etme, Yeşil Hat Tüzüğü vs. bulunduğunu ifade eden Hristodulidis, önümüzdeki günlerde Kıbrıslı Türklere yönelik tek taraflı önlemleri açıklayacağını da sözlerine ekledi. -“Evet hatalar yapıldı” Konuşmasında Güney Kıbrıs’taki Rus yatırımlarıyla ilgili olarak hatalar yapıldığını ve bu hataların bedelini Rum Yönetimi ile halkının ödediğini de ifade eden Hristodulidis, bunların geçmişte kaldığını ve artık ne altın pasaportlar ne de altın vizeler bulunduğunu dile getirdi.
Hristodulidis konuşmasında, AKPM üyelerini atılan adımları görmeleri için Moneyval raporunu okumaya da çağırdı. İngiliz Üslerinin Gazze'deki savaş ve Yemen’deki operasyonlar için kullanılması konusundaki soruları da yanıtlayan Hristodulidis, hiçbir durumda askeri operasyonlarda yer almadıklarını dile getirerek, Kuruluş Antlaşması temelinde İngiliz hükümetiyle temas içerisinde olduklarını söyledi.
Hristodulidis, askeri değil, insani operasyonlarda yer aldıklarını sözlerine ekledi.
Konuyla ilgili haberler Alithia’da “Başkan Hristodulidis Barış Mesajı Gönderdi- Hristodulidis Strazburg’da Donmuş Çatışmalar Olmadığını Vurguladı”; Politis’te “İki Kesimli İki Toplumlu Federasyon Çözümü İçin Müzakerelerin Yeniden Başlaması”, Haravgi’de ise “Kıbrıslı Türklerin Çıkarları AB Aracılığıyla Güvence Altına Alınıyor- Başkana Göre Kıbrıs’ta Barış İçin Vakit Geldi” başlıklarıyla yer buldu.