Uzun ve yorucu tatilden sonra arılar kovanın yolunu zar zor buldu. Bulmasına buldu da bitkinlikten kapıdan girer girmez peteğin gözlerine ancak sokabildi kendini. Petekte ne bal vardı ne hiç. Önceki sezonda üretim kesat olduğu için kovanda bir şey yoktu. Mevsim de uygun değil, gidip ovalarda çiçek miçek meyve falan da yok. Daha bir saat bile olmadan Arı beyi tam vaktinde imdada yetişti, uyku vaktinde bir güzellik yaptı arılara ziyafet çekti. Enerjilerini toplayabilmeleri için de bir hafta tatil hediye. Halbuki 100 günlük tatilden aniden dönüp birden bire işe koyulmak kolay mıdır? Tatilin yorgunluğu ne zaman atılacak, bunun için de ayrı bir tatil şarttır ve elzemdir. Bir hafta tatil çok mu, yeter mi yorgunluğu atmaya. Sene sonuna kadar tatil dediğimde boşuna mı demiştim geçenlerde?
Devlet okulları içinde aynen söylemiştim. Grevler eylemlerle geçen aylar yıllardan, eğitimin dibe vurduğunu hala göremeyen mi vardır? Buralarda da tatil farklı değil, bir de yarı yıl tatili. Sendikaları eyleme greve bir de Güneyin siyasetine odaklı takılıp kaldı, birlikte ikili etkinliklere de. Bazıları da der ki, hem bal yapmazlar hem de maaşlar astronomik, nasıl olur? Kovan açık olduğunda da bal yapmazlardı zaten, kovan açıkmış kapalıymış hiç fark etmez. Takmayın kafaya, bekleyin zamanı gelsin, ayırmak yok ama. Şimdilik zamlara ayak uydurmaya bakın, ayaklarınız birbirine dolanmadan toplayın. Kim bal yapar kim yapmaz bellidir, kim yaptırmaz da bellidir, yapılırsa yiyenler de. İnsan biraz sıkılır bu zor ve tedirginlik günlerinde, çevremizdeki savaş yayılırken 100 gün tatilden sonra 50 dakika boş oturma, sonra resepsiyon ve sonra bir hafta daha tatil, eee s….çrtnız rahmetliği gayrı.