Haftalık Kathimerini AB’nin, bir yandan BM Genel Sekreteri’nin şahsi temsilcisi atanan Maria Angela Holguin Cuellar’ın çabasını “gücünün yettiği nispette” destekleyerek, bir yandan da AB-Türkiye ajandasının ilerleme şartlarını yaratarak ve Ankara ile AB arasında yeni bir ilişki çerçevesi oluşturarak çifte tabloda oynamakta olduğunu yazdı.
Haberi “AB’nin Kıbrıs Sorunuyla İlgili Çifte Oyunu… Brüksel Lefkoşa’ya GYÖ’ler Konusunda Baskı Yapıyor” başlığıyla aktaran gazete, Brüksel’in, Kıbrıs sorununda çok daha uygun bir ortam yaratacağı inancıyla gerek Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’lerini ilan etmesi gerek Yeşil Hat üzerinden ticareti güçlendirmesi için Rum yönetimine baskı yapmakta olduğunu belirtti.
Edindiği bilgilere dayanarak Cuellar’ın AB’nin Kıbrıs sorununda daha uygun bir ortam yaratma hareketlerine yatırım yapmakta olduğunu belirten gazete AB’nin bu hareketlerinin Brüksel’in çözüm sürecinin yeniden başlamasına ilgisini göstermekle birlikte ana hedefinin, Joseph Borrell/Komisyon -Rum yönetiminin sorunlu bulduğu- raporunda da kaydedildiği gibi, yeni bir AB-Ankara ilişki çerçevesi inşa etmeye yönelik Türkiye-AB ajandasını kolaylaştırmak olduğuna dikkat çekti.
Haberde, AB’nin hareketlerinin, Rum yönetimi açısından daha da karanlık noktasının ise Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlamasıyla sonlanması, Kıbrıs sorunu ile Avrupa -Türkiye ilişkilerini Rum yönetiminin arzu ettiği derecede birbirine (yeni Türkiye-AB yaklaşımının Kıbrıs sorununun çözümüne) bağlı kılmaması olduğu kaydedildi.
AB’nin, Cuellar’ın çabasını “kendi olanakları nispetinde” desteklemeye hazır göründüğünü ve Rum yönetiminin Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’lerinin açıklanmasını uygun ortam yaratma yönünde önemli enstrümanlardan biri gördüğünü de bildiren gazete, AB’nin Rum yönetiminden ayrıca, Yeşil Hat 866 Tüzüğü aracılığıyla KKTC’den Güney Kıbrıs’a geçirilebilecek hayvansal olmayan işlenmiş ürün listesini genişletmesini de istediğini yazdı.
Habere göre Avrupa Komisyonu defalarca Rum yönetimine, Yeşil Hat Tüzüğü tahtında, istisnasız bütün hayvansal olmayan ürünlerin KKTC’den Güney Kıbrıs’a ve Avrupa’nın tamamına ihraç edilmesine izin vermenin Güney Kıbrıs’ın hukuki yükümlülüğü olduğunu vurguladı. Bu mantıkla, bu hukuki yükümlülüğünü GYÖ örtüsü altına gizleyerek de olsa yerine getirmemesi halinde Rum yönetimi aleyhine ihlal prosedürü (infringement procedure) başlatılabilecek ve AB Mahkemesi’nde sanık sandalyesine oturtulabilecek.
“Rum tarafı AB’nin de kendi temsilcisini atamasını bekliyor”
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs şahsi temsilciliğine Cuellar’ı atamasından sonra Rum yönetiminin, gerek sürecin yeniden başlatılması gerek çözüm çabalarına eşlik etmek üzere AB’nin de güçlü bir siyasi yetkiliyi temsilci ataması beklentisi içerisinde olduğuna dikkat çeken gazete, Konsey Başkanı Charles Michel’in AP seçimlerine gireceğini açıklaması nedeniyle üye ülkelerinin ilgisinin şu anda Konsey başkanlığının süratle, muhtemelen Ocak’taki zirve toplantısında doldurulmasına odaklandığını yazdı.
Habere göre Brüksel’deki çevreler, BM himayesinde bir süreç başlarsa, geçmişte olduğu gibi Komisyon’un (Avrupa Konseyi’nin değil) Kıbrıs sorununa bir temsilci atama niyetinin değişmediğini yineledi.
Öte yandan Fileleftheros, Türk ve Kıbrıs Türk tarafının sadece iki devlet arasında iş birliği geliştirmeyi konuştuğunu ve Cuellar’ı kabul etme şartının da bu olduğunu yazdı.
Gazete, Türk ve Kıbrıs Türk tarafının son dönemde öne çıkardığı argümanın, Güven Yaratıcı Önlemleri devletler arası çerçevede görüşmek olduğuna işaret ederek ajandasında da doğal gaz, su, elektrik, mayından arındırma ve mülteciler konusunda devletler arası işbirliği bulunduğunu belirtti.